Konu hakkında çok fazla site, komplo teorileri,resimler ve videolar mevcut. Hatta bu konuda Drake denklemi gibi bilimsel yaklaşımlarda mevcut. Evrenin büyüklüğü göze alındığında bu ihtimalinde yüksek olduğu bir gerçektir. Ancak sosyal medya veya haberlerde çıkan komplo teorilerine kesinlikle itibar etmemek gerekiyor. Zaten böyle bir durum olduğunda hükümetler ya da bilim adamları bunu dünya ile paylaşacaktır. Gizli kalması imkansızdır.
Uzaylıların Neden Ortaya Çıkmadığına Teorisel Cevaplar
Neden hala bulamadığımızı ya da neden gelip onların bizi bulmadığına dair ilginç teorileri derledim. Az sonra öğrenecekleriniz uzaylılar hakkındaki düşüncelerinizi tamamen değiştirebilir.
1) Umurlarında değiliz.
2) Bize ulaşacak teknolojiye sahip değiller.
3) Bizden çok çok uzaktalar.
4) İletişim kuracak ortak zemin yok.
5) Yanlış şeylerin peşindeyiz.
6) Bizi iletişim kurmaya değer görmüyorlar.
7) Keyifleri çok yerinde olduğu için bize bulaşmak istemiyorlar.
8) Geçmişte çok gelip gittiler.
9) İletişim kuramadık çünkü yoklar.
İşte farklı farklı nedenler ile neden bulunamadıklarına dair cevaplar.
Uzaylılar Varmı ? Bilimsel yaklaşımlar Nelerdir?
Drake Denklemi
1961 Yılında Franke Drake tarafından geliştirilen Drake Denklemi, galaksimizde ne kadar zeki ve iletişim kurabilen uygarlık olabileceğinin belirlenmesiyle ilgili faktörleri içerir.
Denklem: N= N*. fp. ne. fl. fi. fc. fL
Bu galakside radyo sinyalleri alıp gönderebilecek uygarlıkların, dünyadaki yaşamın evrilerek bu düzeye gelmesinin iki buçuk milyar yıl sürdüğü göz önüne alınarak öngörülen sayıya N demiş Drake amca ve eşitliğin başlıbaşına bir tarafı temel bilinmeyeni. Yani bütün mesele R* yani galaksinin, bir yılda oluşturduğu yıldız sayısı,fp sisteminde gezegen bulunan yıldız sayısı, ne gezegene sahip yıldızların her tür yaşamı destekleyen gezegenlerin ortalama sayısı, fl bu gezegenlerin arasında herhangi bir şekilde yaşama uygun bir ortamın oluştuğu gezegen sayısı, fi bu yaşama elverişli gezegenlerin kaçında akıllı hayata geçildiği, fc bu tür uygarlıklardan uzayda varlıklarına dair tespit edilebilir sinyal bırakabilecek bölümü, L bu tür bir uygarlık tarafından uzayda yayınlanan tespit edilebilir sinyalin süresi gibi değerleri alıp birbirlerine çarparak N’ye eşitliyoruz.
Fermi Paradoksu ( Herkes Nerede ile başlayan soru)
Enrico Fermi 1950 yılında bir öğle yemeği sırasında arkadaşlarının o yıllarda zirve yapan UFO gözlemleri hakkındaki hararetli tartışmasına kulak misafiri olur. Arkadaşlarını yemek boyunca dikkatle dinledikten sonra onlara şu ünlü soruyu yöneltir: “Peki o zaman neredeler?” Nasıl yani?! Fermi’nin süratle kaleme aldığı bir dizi hesaplamalar bugün ”Fermi Paradoksu” olarak bilinen önermeyi doğurur ve Drake Denklemi karşısında kapı gibi durmaktadır. Fermi’nin hesaplarına göre eğer galakside akıllı uygarlıklar olsaydı bugüne dek dünyayı defalarca ziyaret etmiş olmaları gerekirdi ve ortalıkta uzaylılara dair pek çok fiziksel kanıt bulunurdu. Eğer Samanyolu’nda çok sayıda dünya dışı ileri uygarlık varsa, neden bunlara ait uzay araçları ya da sondalar gibi kanıtlara rastlamıyoruz?
Fermi Parodoksu evrende akıllı yaşam için yeterli büyüklük ve olasılığa rağmen, gerekli kanıtların bulunamamasından kaynaklanan tutarsızlıklara dikkat çeker. Aslında Drake Denkleminin karşıtı değil tam aksine onun gibi akıllı yaşam arayışlarının bilimsel perspektiften ayrılmaması için kullanılabilecek bir yol gösterici olarak düşünülmelidir.
Uzaylılar ile İletişim Kurmak Sorusuna Bilim Adamlarının Yaklaşımları;
Geçtiğmiz günlerde kaybettiğimiz ünlü fizikçi Stephan Hawking;
Uzayda keşfedilen ve Dünya’ya benzeyen gezegen sayısının giderek arttığını belirten Hawking, “Bunların bazıları ateş ve lavdan oluşan alev alev cehennemler, bazıları ölmekte olan yıldızların öldürücü X ışınlarına maruz kalarak oluşmuş dev elmas kütleleri… Ama bazıları Dünyamız gibi” dedi.
Yaşama uygun olabilecek en yakın gezegenin Gliese 832c olduğunu belirten Hawking, “Bu gezegen nefes kesici görünüyor, kütlesi dünyanın 5 katı” ifadesini kullandı. Gliese’nin Dünya’dakine yakın sıcaklıklara ve sıvı halde suya sahip olduğu keşfedilirse, yaşam bulma ihtimali de artacak.
Ancak uzayda zeki bir yaşam formu keşfedilmesi veya onların bize mesaj göndermesi durumunda insanoğlu ne yapmalı? Hawking, “Onlarca cevap vermek konusunda ihtiyatlı davranmak gerekiyor. Gelişmiş bir uygarlıkla karşılamamız halinde Kristof Kolomb ile karşılaşan Kızılderililerin durumuna düşebiliriz. Biliyorsunuz o işin sonu iyi olmamıştı” dedi.
Uzayda zeki yaşamın keşfedilmesi halinde bunun tarihin en büyük bilimsel keşfi olacağını belirten Hawking şöyle devam etti: “Bu keşif bizi değişime zorlayacaktır. Evrende benzersiz bir yerimiz olduğu fikrini terkedip daha merhametli ve daha alçakgönüllü davranmaya başlayacağız.”
Ünlü Bir Diğer Fizikçi Michio Kaku
Uzun bir dönem Stephen Hawking’in uyarılarının başında gelen uzaylılarla iletişime geçmenin yanlış olacağı fikrini Michio Kaku da benimsemiş gibi görünüyor.
Ünlü fizikçi Michio Kaku, her ne olursa olsun uzaylılarla iletişim kurmamamız gerektiği konusunda uyardı. Uzaylılarla konuşma durumunu; insanların sincaplarla konuşmaya çalışmasına benzeten Kaku, “belki sincaplara bir şeyler anlatmaya çalışabiliriz ancak en nihayetinde bizi anlamayacaklardır” açıklamasında bulundu.
Kaku ayrıca, eğer bir uzaylı türü bizimle iletişime geçecek kadar gelişmiş ise, bizden binlerce yıl ileride teknolojiye sahip olabilir ve bizim onlara verebileceğimiz bir şey olmayabilir değerlendirmesinde bulundu. Kaku’ya göre, uzaylılarla karşılaşmak için uzayda çalışmalar da yapmamamız gerekiyor.
Tüm bilgiler ışığında onların bizi bulma ihtimalinide katarak Siz ziyaretçilerime bir soru ilk siz bulsaydınız ne yapardınız ?
Tabiki işgal ederdik (Benim Cevabım)
Belkide bu şekilde kalmak en doğrusu ancak tabikide farklı gezegen ve evrenleri keşfetmek bilimsel gelişmeleri hızlandırmak gereklidir.