Rus bilgin ve kaşif Konstantin Eduardoviç Tsiolkovski, uzay asansörünün fikir babası olarak biliniyor. Tsiolkovski’den sonra uzay asansörü, kitaplarda geçmeye başlayan bir fikir haline gelse de, ondan eserlerinde ilk bahseden kendisidir.
Bir roketin dünya yörüngesinden çıkması için ne kadarlık bir enerji harcaması gerektiğini, hangi hızla ilerlemesi gerektiğini o dönemlerde net olarak hesaplamıştır. Uzay boşluğundaki uzay aracı hareketine dönük, kendi adını taşıyan bir denklem de vardır.
Uzayla ilgili 500’e yakın eser vermiş Rus kaşif Tsiolkovski, SSCB ve ‘uzay yarışı’nın başladığı dönemde ABD ve diğer ülkelere de ilham kaynağı olmayı başarmış bir öncüdür.
Uzay asansörü konusunda iki anlayış öne çıkmış görünüyor. Açısal bir hızda hareket edecek çıkış merkezi konusunda bazı biliminsanları yörüngede bulunacak bir birimden söz ediyor, bazıları ise okyanusta hareketli bir merkezden söz ediyor.
Nanoteknolojinin ilerlemesi uzay asansörü fikrini güçlendirdi
Geçmiş dönemlerde, bu projenin en önemli kısmı olan ‘asansör ve bağlantı birimlerinin dayanıklılığı’ konusunda endişeler olsa da, günümüzdeki düzey bunun için yeterli görülüyor. Nanotüpler, uzay asansöründe kilit bir malzeme olarak karşımıza çıkıyor, çünkü mukavemet gücü oldukça yüksek.
Çelikten daha sağlam karbon-nanotüpler
Karbon nano-tüpelerle ilgili 1990’larda 1000’den fazla makale yayınlandı ve bu malzemenin çelikten daha sağlam yapıda olduğu, bu tarz projelerde kullanılabileceği belirtiliyor.
Sonuç olarak, bazı programlar bunun 2050’de, diğer çalışmalar daha kısa sürede mümkün olabileceğini söylese de, 21. yüzyılda uzay asansörü harekete geçecek gibi görünüyor.
Şizuoka Üniversitesi tarafından geliştirilen test ekipmanı, Dünya yörüngesindeki iki mini uydu arasına gerilen 10 metre uzunluğundaki kabloda ileri geri giden bir konsept tasarımı olacak. Küçük başlamak derken, deneyin en önemli kısmının uydular arasındaki kabloyu kopmadan gergin tutmak olduğunu söyleyebiliriz.
Nitekim gerçek uzay asansörünü de Dünya yörüngesine getirilen ve karşı ağırlık (uzay çapası) işlevi gören bir asteroitten aşağıya doğru, dik duran karbon nanotüp kablolarla sarkıtacağız. Dahası bu asansör maketi iki uydunun mini hangarlarının içine girecek ve çıkacak. Böylece asansörün kata gelme simülasyonunu yapacak.
İLK UZAY ASANSÖRÜ DENEYİ
Japonlar uzay asansörünü o kadar ciddiye alıyor ki testleri uzayda yapıyorlar. Üstelik mini asansör maketine minyatür motor da takmış da bulunuyorlar. Kısacası asansör kabini uyduların arasında kendi gücüyle gidip gelecek ve bu da dünyada uzay asansörüyle ilgili ilk deney olarak tarihe geçecek.
GERÇEK ASANSÖR
Obayashi inşaat firması aslında geleceğe yatırım yapıyor; çünkü geleceğin gökdelenleri uzay asansörü kablolarına inşa edilecek. Japonların ilk uzay asansörünün teknik özelliklerine gelince: Çelikten 20 kat güçlü ve 100 kat hafif karbon nanotüplerden üretilen 96 bin km’lik bir asansör kablosu yapacaklar. İlk etapta asansör kabini uzaya saatte 200 km hızla 30 kişi çıkaracak.
Ancak, 2050-2100 arasında, uzaya apartman boyunda kabinler ile (tıpkı uzay gemisi gibi) hem yüzlerce ton yük hem de yüzlerce insan taşıyacağız. Bunun için de asansörün arkasına dev güneş yelkenleri takıp bunları süper lazerle uzaya iteceğiz.
Hibrit Bir Yaklaşım
Japonya Bilim Konseyi, “hibrit uzay asansörü” yaklaşımını öneriyor. Bu, hem yerde hem de uzayda yapılacak bir konseptin aynı anda geliştirileceği anlamına geliyor. Hassas Makine Mühendisliği Departmanı, tırmanıcıyı yerde geliştirmeye devam ederken, uzayda gerçekleşecek uzay asansörü inşaatına yönelik araştırmalara destek veriyor.
Bunun yanı sıra, Shizuoka Üniversitesi ve Obayashi Corporation arasındaki STARS-Me (Uzayda Bağlı Otonom Robot Uydu-Mini Asansör) adlı ortak geliştirme projesi, iki CubeSats’ı (küçük uydular) birbirlerine bağlayan bir halat üzerinde gidip gelen küçük bir tırmanıcıdan oluşuyor. Aoki Laboratuvarı, halat yerleştirme mekanizmasını ve tırmanıcı tasarımını geliştirme görevlerini üstlenmiş bulunuyor.
Obayashi Corporation’ın 2050’ye kadar inşa edilecek, yeni tasarlanmış uzay asansörü sisteminin grafik tasviri. Kaynak: Obayashi Corporation.
Henüz yepyeni bir alan olduğu için, uzay asansörü teknolojisinin yanında, çok da uzak olmayan bir gelecekte gerçekleşebilecek fırlatmadan önce çözülmesi gereken başka sorunlar da var.
Aoki şöyle diyor: “Terörizm gibi tehditlerle nasıl başa çıkmamız gerektiğiyle ilgili yasal ve güvenlik sorunlarına yönelik herhangi bir önlemimiz hâlâ bulunmuyor. İşin bu gibi zor yönlerine, yol aldıkça çare bulmamız gerekecek. Buna benzer sorunları aşabilirsek ve daha fazla sayıda şirket bizi desteklerse, 2030’larda uzay asansörlerinin uzaya kargo taşımacılığında kullanılması hiç de hayal değil.”
İstasyona yaklaşık saatte 200 km hızla ve 1 haftada ulaşılacağı tahmin ediliyor. Bu asansör yaklaşık 30 kişi alabilir ve 1 haftalık yolculuk için gereken ihtiyaçlar da olacak. Uzay asansörünün yapımını zorlaştıracak birçok sorun var. Zaten kendisini inşa etmek çok zor; bir de üstüne meteorlar, güneş ışığı, yıldırım ve kasırga gibi tehlikeler de cabası. Bu yüzden bazı bilim insanları asansörü önce Ay’da test etmeyi, başarılı olursa Dünya’da inşa edilmesini öneriyor.
Uzay asansörü ayrıca turistlerin uzay manzarası görmeleri için de inşa edilecek. Büyük ihtimalle bir gün biz de uzayı görebileceğiz. Eğer planlanan uzay asansörü yapılabilirse, Dubai’de bulunan dünyanın en yüksek gökdeleni Burj Halifa’dan 20 kat daha uzun olacak.
Kaynak
Khosann.com
Autodesk.com.tr