İranlı şair, matematikçi Ömer Hayyam. Ömer Hayyam kimdir? İşte Ömer Hayyam’ın biyografisi
Ömer Hayyam 18 Mayıs 1048’de İran’da dünyaya geldi. Asıl ismi Gıyaseddin Eb’ul Feth Ömer İbni İbrahim el-Hayyam’dır.
Nizamül-Mülk ve Hasan Sabbah ile aynı medresede okumuş, zamanın ünlü alimi Muvaffakeddin Abdüllatif ibn el Lübad’ın öğrencisi olmuştur.
Rubaileriyle ünlü olan Hayyam, aynı zamanda iyi bir matematikçidir. Üçüncü dereceden bilinmeyen denklemlerle ilgili yazdığı bir eserinde bilinmeyen rakamın yerine Arapça’da “şey” anlamına gelen kelimeyi kullanmıştır. Daha sonra bu eseri diğer dillere çevrilirken İspanyolca’ya “Xay” olarak geçmiştir. Daha sonra bu kelime ilk harfine indirgenerek bilinmeyen rakamın simgesi “x” olarak kullanılmaya başlamıştır.
Ayrıca Binom Açılımı’nı ilk kullanan bilim insanıdır.
Ömer Hayyam’ın rubailerinde dünya, varoluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımadan akıl yürüttüğü görülmektedir.
Bazı şiirlerinde kullandığı ifadeler sebebiyle, çoğu bilim adamı, Hayyam’nın Mutezile mensubu olduğunu savunmaktadır.
“Horasan’ın yıldızı; İran’ın ve Irak’ın dahisi, feylesofların prensi Ömer” şeklinde anıldı.
4 Aralık 1131’de doğduğu yer olan Nişabur’da hayatı 83 yaşında sona erdi.
Hayyam, yaptığı çalışmaların çoğunu kaleme almamıştır, ancak kendisi birçok teori ve icadın isimsiz kahramanıdır. 21 Mart 1079 yılında tamamladığı, “Celali Takvimi” olarak bilinen takvim için büyük çaba sarf etmiştir. Güneş yılına göre düzenlenen bu takvim 5000 yılda bir gün hata verirken, bugün kullandığımız “Gregoryen Takvimi” 3330 yılda bir gün hata vermektedir.
Çeşitli bilim dallarında birçok eser yazan Ömer Hayyam’ın eserlerinden 18 tanesinin adı bilinmektedir.
Ömer Hayyam, birçok bilim insanınca Bâtınî ve Mu’tezile anlayışlarına dâhil görülür. Evreni anlamak için, içinde yetiştiği İslam kültüründeki hâkim anlayıştan ayrılmış, kendi içinde yaptığı akıl yürütmeleri eşine az rastlanır bir edebi başarı ile dörtlükler halinde dışa aktarmıştır.
Rubaîlerinde; dünya, var oluş, Allah, devlet ve toplumsal örgütlenme biçimleri gibi hayata ve insana ilişkin konularda özgürce ve sınır tanımaz bir şekilde akıl yürüttüğü görülmektedir. Akıl yürütürken ne içinde yaşadığı toplumun ne de daha öncesi zamanlarda yaşamış toplumların kabul ettiği hiçbir kurala bağlı kalmamış, kendinden önce yaşayanların insan aklına koymuş olduğu sınırları kabullenmemiş, bir anlamda dünyayı, insanı, var oluşu kendi aklıyla baştan tanımlamış; bu nedenle de çağını aşarak “evrenselliğe” ulaşmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki Hayyam’ın yaşadığı dönem, kendisi gibi çağları aşan ve tarihin gördüğü en büyük düşünürlerden birini yaratacak sosyo-kültürel altyapıya sahipti. Kendi tarihinin belki de en aydınlık dönemlerini yaşayan İslam dünyasında felsefenin hak ettiği ilgiyi gördüğü, Selçuklu saraylarında ise sentez bir Orta Doğu kültürü (Türk-Hint-Arap-Çin-Bizans) oluşmaya başladığı bir dönemde yaşayan düşünür, böylece nispeten yansız ve bilimsel bir öğrenim görmüş, Müslüman fakat felsefeyi günah saymayan bir toplum içinde özgürce felsefe ile ilgilenebilmiştir.
Hayyam, aynı zamanda dünya bilim tarihi için de önemli bir yerdedir.Günümüzde kullanılan Miladi ve Hicri Takvimlerden çok daha hassas olan Celali Takvimi’ni hazırlamıştır. Okullarda Pascal Üçgeni Fransız matematikçi Blaise Pascal’ın soyadıyla olarak öğretilen matematik kavramı aslında Ömer Hayyam tarafından oluşturulmuştur. Matematik, astronomi konularında dünyanın önde gelen bilim insanlarındandır. Birçok bilimsel çalışması olduğu bilinmektedir.
Pek çok Rubai ünü sebebiyle Hayyam’ınkilerine karıştırılmıştır, bilinen kadarıyla Rûbailerinin sayısı 158’dir. Fakat kendisine mal edilenler binin üzerindedir.
Ayrıca Ömer Hayyam için tarihteki ilk bilinen savaş karşıtı eylemci yakıştırması da yapılmaktadır.
Horasan’ın yıldızı, İran’ın ve Irak’ın dâhisi, feylesofların prensi gibi lakaplarla da anılan Ömer Hayyam, ayrıca Binom Açılımı’nı kullanan ilk kez kullanan kişi olarak da tarihe geçmiş. Başarılı matematikçi, üçüncü dereceden bilinmeyen denklemlerle ilgili yazdığı bir eserinde, bugünkü x’in de temelini atmış. Daha açık söylemek gerekirse, bilinmeyen yerine şey anlamına gelen Arapça bir kelime kullanmış. Bu eseri diğer dillere çevrilirken, şey kelimesi İspanyolca’ya “Xay” olarak geçmiş. Daha sonra da hepimizin bildiği “x” ifadesi doğmuş.
Doğu’nun İbn-i Sina’dan sonra yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul edilen Ömer Hayyam, Horasan’daki Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezi haline gelmiş şehirleri gezerek yeni şeyler öğrenmiş. Bağdat’a da giden büyük bilgin, Selçuklu Sultanı Melikşah ve Karahanlı sultanı Şemsülmülk Nasr gibi dönemin hükümdarlarıyla iyi ilişkiler içinde olmuş. Çağının bütün bilgilerini edinen Ömer Hayyam, ilahiyattan fiziğe, astronomiden tarihe pek çok alanda akıl yürüterek, öğrendiklerinin üzerine yeni şeyler katmaya çalışmış.
En büyük eseri olarak Cebir Risalesi gösterilirken, bunun yanında; Oluş ve Görüşler, Cebir ve Geometri Üzerine, Akıllar Bahçesi, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi Özeti ve Bilgelikler Ölçüsü gibi kitaplar yazmış. İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusu olan Ömer Hayyam, kolay anlaşılan ve gerçekçi bir dille yazdığı rubaileriylehem kendi zamanına hem de çağının çok daha ötesine damgasını vurmayı başarmış.
Kaynak
Timeturk