Nikola Tesla diyince aklımıza elektrik gelir. Edison ile yaşadığı talihsiz zamanları ve onlarca icada rağmen kimsesiz şekilde tek başına ölmesi bilinir. Nikola Tesla zamanının çok ötesinde deha bir mucit olmak dışında bir çok bilinmeyen başarıya’da sahiptir. Tesla gördüğü haksızlıklara ve baskılara rağmen direnişini bozmayan, insanlık için önemli çalışmalar yapmış değerli bir mucittir.
Nikola Tesla’nın Bilinmeyen Hastalığı
Nikola çocukluk çağlarında ilginç bir hastalıkla yüzleşir. Konuşulan nesneler hakkında zihninde imajlar oluşmaktadır. Zamanla bu imajlar o kadar gerçekçi hale gelir ki, onların dokunulabilir olup olmadığı tereddütleri baş gösterir. Büyük rahatsızlık ve endişe kaynağı olan bu durum psikolojik ve fizyolojik olarak açıklanamaz. Bu konu üzerine yoğunlaşır. Zihnindeki imajların bir ekrana, hatta başkalarının zihnine yansıtılabileceğini iddia etmektedir ve bunun üzerine çalışır.
İlerleyen süreçte, kendi deyimi ile zihinsel seyahatlere çıkmakta, yeni şehirler görüp yeni insanlarla tanışmakta ve hatta onlar ile arkadaşlık etmektedir. Onu 17 yaşına kadar yıllarca meşgul eden bu durum, belki de ileride yapacağı yüzlerce icadına katkıda bulunacak bir yeteneğe dönüşür. Tesla, bu yeteneği sayesinde çalışmalarında modellere, çizimlere ve hatta deneylere ihtiyaç duymadığından bahseder. Deneydeki nesneleri ve deney koşullarını zihninde oluşturup süreçleri işletebilmekte ve bu sayede henüz deneyi gerçekleştirmeden sonuçlarını analiz edebilmektedir. Bir cihazı zihninde devreye koyabilmekte; çalışırken oluşan aksaklıkları tespit edip üzerinde düzenlemeler yapabilmektedir. Baştan sona zihinsel planda gerçekleşen işlemlerin sonuçları gerçeğiyle aynıdır. Enerji, para ve zaman avantajı sağlayan bu yöntemiyle çalıştığı 20 yıl boyunca bir istisna bile olmadığını söyler.
…Aynı dönemde babasını kaybeder ve maddi zorluklar nedeniyle üniversite eğitimini yarım bırakır. Hükümetin başkent Budapeşte’de telefon şirketi kuracağını öğrenince, bu alanında çalışabileceğini düşünerek başkente gider. Ancak telefon şirketinin henüz planlama aşamasında olduğunu görür ve kendisini telgraf ofisinde düşük bir maaşla çalışırken bulur. Hayal kırıklığı ile gelen psikolojik durum içerisinde hiperduyarlılık ile yüzleşir. Algıları aşamalı olarak öylesine duyarlı hale gelmiştir ki, normal düzeyde bir ışık yalnızca gözlerini değil, cildini de rahatsız etmektedir. Birkaç oda uzaktaki saatin sesi sağır edecek kadar acı vermektedir ve ayak sesleri kendisinde deprem hissi yaratmaktadır. Bu durumda bile AC üzerine kararlıkla çalışmaya devam eder. Hiperduyarlılık giderek etkisini yitirir ancak geride obsesif bozukluk etkileri bırakacaktır. Bundan böyle yaptığı her şey 3 ile bölünebilir olmalıdır; örneğin attığı adımların sayısı, suyu yudumlama sayısı gibi. Yemek servisi sırasında 12 ya da 18 tane peçeteye ihtiyaç duyar. 3′e bölünebilen bu sayıdaki peçete ile, zaten temiz olan yemek servislerini tekrar parlatır. Bir kitabı okumaya karar verdiğinde, o yazarın tüm kitaplarını okuması gerekmektedir. Çocukluğunda annesinden edindiği ve yaşamı boyunca sürdürdüğü bir başka alışkanlık ise, bir yemeği yemeden önce hacmini hesaplama zorunluluğu hissetmesidir; bir kek ya da bir çorba, hacmini hesaplamadan yemeye başlayamaz.
…Tesla, fikirlerin zihninde kesintisiz bir şekilde aktığını, kendisi için asıl meselenin bu fikirleri kaybolmadan hızlıca yakalayabilmek olduğunu söyler.
…Tesla yüksek frekansın birçok avantaj getireceğini bilmektedir; lambalar daha fazla parlayacak, enerji iletimi daha verimli olacaktır. Ancak Tesla’nın hayalleri ve çalışmaları bunlarla sınırlı kalmamıştır. Yüksek frekans sayesinde hem bilginin, hem de enerjinin “kablosuz” iletilebileceğini düşünmektedir. Bilginin kablosuz iletimi önce radyo, sonra televizyon, günümüzde ise uydu haberleşmesi ve cep telefonu gibi teknolojilere imkân tanımıştır. Ancak Tesla’nın hayali olan enerjinin “kablosuz” iletimi, teknoloji adına bilinen hemen her şeyi değiştirecek, iletim maliyetlerini düşüreceğinden neredeyse “bedava” enerjiyi sağlayacak bir teoridir.
X ışınlarını Röntgen’in keşfettiği sanılır, radyoyu Marconi’in icat ettiği, vakum tüp amplifikatörünü de Forest’in. İnsan yapımı ilk şimşeğin altına imza atan Nikola Tesla dünyadaki bilim ve teknolojik yapısını kökünden değiştirebilecek çok sayıda kullanılan ve kullanılmayan icatların ve projelerin sahibi olmasına rağmen birçok bilim adamın aksine adı ders kitaplarında nadiren anılır.
Tesla Avusturya İmparatorluğu içindeki farklı kentlerde farklı okullara gitti ve farklı üniversitelerde eğitim gördü. Bu yıllarda edindiği teknik bilgiler ve iş deneyimi, daha sonraları kariyerine, daha da önemlisi hayallerine yön verecekti.
“Yalnız kalın, buluşun sırrı budur; yalnız kalın, fikirlerin doğduğu an budur.”
Alternatif Akım
Tesla 1884’te eski patronu olan Charles Batchelor’dan aldığı referans mektubuyla New York’a gelir. Thomas Edison’a
yazılmış olan bu referans mektubu şöyleydi: “İki tane büyük adam tanıyorum. Birisi sensin, diğeri de bu genç adam…” Böylece Tesla Edison Makine İşleri adlı şirkette basit elektrik işlerini yapmaya başlar. Tesla, Edison’a keşfettiği döngüsel manyetik alan ilkesi ile çalışan kendi imalatı alternatif akım indüksiyon motorunu anlatır. Edison ise sinirlenerek buna karşı çıkar. Edison’dan önce Amerika’da hiçbir evde elektrik yoktu; dolayısıyla elektriğin evlere girmesi, Edison’un geliştirdiği doğru akım sistemiyle gerçekleşmişti ve Edison ekonomik kaygılardan dolayı bu sistemi değiştirmek istemiyordu. Ancak yine de Tesla’ya bir iş verebileceğini söyler.
Edison’un doğru akıma dayanan teknolojisi, basitliğine karşın çok ciddi bir kusura sahipti. Görece olarak daha düşük voltaj üretiyor ve tel üzerinde yol alan akım, yaklaşık 800 m. sonra gücünü kaybediyordu. Bu sebeple Edison, voltajı 100 volta yükseltmek için her 900 metrede bir güç istasyonu kurmak mecburiyetinde kalıyordu. Tesla’nın AC (Alternatif Akım) teknolojisinde ise bu tür proplemler yaşanmıyordu. 300.000 volt ve üzerine çıkabilen AC trans-formatörleri, büyük miktarlardaki elektrik gücünün kilometrelerce uzağa taşınmasına olanak tanıyor ve diğer tranformatörler de, kuvveti aynı düzeyde tutuyordu.
Tesla, geliştirdiği alternatif akım üreteçleri, transformatörleri ve motorlarına ilişkin buluşlarının patentlerini 1885’de George Westinghouse’a sattı ve satış payı olarak beygir gücü bir dolara anlaştılar. Böylece alternatif akımı yaymaya çalışan Westinghouse ve Tesla, doğru akım sistemlerinde ısrarcı olan Edison ile doğrudan rakip oldu. Bu rekabet kısa sürede büyük bir ticari rekabete dönüştü; hatta bu dönem “Akım Savaşları” olarak da anılır.
Alternatif akım, Tesla’yı belki de dünyanın en zengin insanı yapabilecek bir buluştu. Fakat, bir türlü istediği hakkı alamıyordu. Şimdi de Westinghouse şirketi onun sırtından geçiniyor ve milyonlarca dolar kazanıyordu. Ve bir kez daha araştırmaları için gerekli parayı kazanamamıştı. Bu sebeple de, elektromanyetizma gücünden yararlanma konusundaki amaçlarını gerçekleştirememişti.
“Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı.”
Ücretsiz Elektrik
Kimilerine göre “Çağdaş Prometheus” olan Tesla’nın en ilginç projelerinden biri de dünyayı saran katmanlardan üçüncüsü olan İyonosferin elektrik akımı için kullanılmasıydı. Herhangi bir kablo kullanılmadan sadece İyonosferdeki taşıyıcı özelliklerin kullanılarak küresel çapta kablosuz ve herkesin kullanabileceği ücretsiz bir elektrik dağıtımı sağlamak bu büyük mucitin sınırları zorlayan bir hayaliydi. Doğru bir çalışma yaparak Tesla’nın bu hayalini gerçekleştirmek mümkündü ancak asla uygulanmamıştır.
Ateşleme Sistemi
Ünlü işadamı Henry Ford ilk aracını üretip bunu gösterişli bir şekilde sunarken, Tesla motorun gereksiz büyük olduğunu ve çalıştırmak için daha küçük motorların farklı bir yöntemle mümkün olacağını söylemişti. Edison ile yakın ilişkileri olan Henry Ford ise kendini fazlasıyla üstün görüp dinleme zahmetine bile katlanmamıştı. Bunun üzerine Tesla ateşleme sistemini icat etmiştir.
Radyo
Günümüzde hala en önemli iletişim araçlarından biri olan radyo, birçok insan tarafından Marconi’ye ait olduğu sanılır. Fakat 1943 yılında ABD Yüksek Mahkemesi tarafından Tesla’nın patentleri kanıt olarak gösterilerek hakları iade edilmiştir. Marconi’nin radyosu sesi iletmiyordu, sadece sinyal iletiyordu, oysa Tesla daha öncesinde ses iletimini göstermişti. Hakları geri verilse de Tesla radyo vericisini geliştirirken ona sadece asistanlık yapan Marconi, çoktan döneminin en büyük zenginlerinden biri olmuştu bile.
Fikrimi çalmalarını değil kendi fikirlerinin olmamasını umursuyorum… Bırakın gerçeği gelecek söylesin, herkesin değerini göstersin. Şimdiki zaman onların; uğrunda gerçekten çok çalıştığım gelecek ise benimdir.”
Uzaktan Kumanda
Tesla su üstünde hareket eden ve uzaktan kumandayla yönetilebilen bir robot geliştirmişti. 1898 yılında Madison Square Garden’da gösteriyi izleyenlerin direktifleri ile robotu farklı yönlere elindeki ilginç aletle hareket ettirmeye başlayınca seyirciler büyük bir şaşkınlık yaşamıştır. Tesla’nın gösteride kullandığı kozmik radyo dalgalarının o dönemde bilim dünyasında yeri yoktu ve kabul edilmiyordu.
Bu buluşla ilgili olarak New York Times gazetesinden bir yazar Tesla’ya bu şekilde uzaktan kumanda ile savaşan denizaltılar yapabilirsiniz demiştir. Tesla ise bu “bir savaş aracı değil, robot ırkının ilk temsilcisidir, yani insanlığın hizmetinde kullanılabilecek onların işlerini azaltarak yapacak mekanik adamdır” diye yanıtlamıştır. Tesla’nın uzaktan kumandası temel alınarak bugün uzaktan kumanda ile kontrol edilebilen uzay mekikleri, uydular, cihazlar geliştirilmiştir.
“Eğer Evrenin sırlarını anlamak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim yasalarıyla düşünün…Bizim bütün biyolojik sistemimiz, beynimiz ve dünya’nın kendisi, aynı frekansta çalışır.”
Kablosuz Enerji
Tesla çalışmalarını daha sonra kablosuz enerji üzerine yoğunlaştırdı. 1891’yılında patentini aldığı Tesla bobini ile kısa mesafede enerjiyi kablosuz şekilde taşımayı başardı. Tesla, kendi adını verdiği bu indükleme bobinlerini elektrikle aydınlanma, yüksek frekanslı alternatif akım ve bilhassa kablosuz elektrik iletimi gibi alanlardaki deneylerinde kullandı. Tesla 1899 yılında Colorado Eyaleti’ndeki Colorado Springs’e taşınarak yüksek voltaj/yüksek frekansla ve kablosuz enerjiyle ilgili araştırmalarını sürdürdü.
Günümüzde kullanılan kablosuz cihaz ve Wi-Fi gibi teknolojilerin temelini Tesla 100 yıl önce atmıştı ve enerjiyi kablosuz ileterek elektriğin tüm insanlar için parasız olmasını istemişti. 1900 yılında, ünlü sermayedar John Piermont Morgan’ın sağladığı 150 bin dolarla Telsiz Yayın Sistemi/Wardenclyffe adındaki kulenin yapımına Long Island, New York’ta başladı. Tesla’nın amacı, buradaki kuleden İngiltere’ye ve Atlantik Okyanusu’ndaki gemilere telgraf mesajları, ses, hatta görsel ve elektrik iletmekti. Tesla 50 yaşındayken, parasız ve işsiz bir durumda en başa döndü.
“Uzay boyunca enerji vardır. Bu enerji statik mi kinetik mi? Eğer statikse umutlarımız boşuna; eğer kinetikse o zaman insanların doğanın düzenine el koyması sadece bir zaman meselesi.”
Ölüm Işını
Nikola Tesla’nın son büyük projesi ise askeri hedefler için kullanılabilecek oldukça güçlü ve uzun mesafeli bir silah oldu. Tesla, yoğunlaştırılmış ve sıkıştırılmış bir elektrik ışınını çok uzaklardaki hedeflere yöneltebilecek bir elektrik silahı olarak tanımlanabilecek silahını 1934 yılında kamuoyuna açıkladı. Projesinin tamamlanmak üzere olduğunu, sadece birkaç ayruntının deney aşamasında kaldığını ve bu savunma silahının dünya barışına olanak tanıyabileceğini savunan ünlü mucite göre bu silah 300 kilometre mesafeden orduları durdurabilecek, uçaklar böylece bir silah olmaktan çıkacak ve ülkelerin sınırları askeri yöntemlerle aşılamayacaktı. Tesla bu silah önerisini mektupla birçok ülkeye sundu. Bu ülkelerden biri olan Sovyet rusya buluşla bir noktaya kadar ilgilense de Tesla çalışmalarını tamamlayacak desteği hiç bulamadı ve silah üretilmedi.
Zamanda Yolculuk
Tesla’nın çalışmaları teknik icatlarla sınırlı kalmayıp, dünya dışı yaşamla iletişim, ışınlanma, zamanda yolculuk gibi birçok teorik çalışmaları da kapsamaktaydı. Uzaktan kontrollü ya da robotlar yardımıyla uçan uçaklar üzerinde çalışıyor, yapay yıldırımlar oluşturuyor ve sır gibi sakladığı yeni enerji üretme yöntemleri konusunda çalışmalar sürdürüyordu. Tesla, zaman ve zaman yolculuğuyla ilgili olarak da gerçeğe ulaşılabilecek çalışmalar yapmıştır. Yüksek voltajlı elektrik ve manyetik alanlar kullanarak gerçekleştirdiği çalışmalarda zamanın ve uzayın yarılabileceğiniya da çarptırılabileceği ve böylece de diğer zaman boyutlarına kapı açılabileceğini gördü. Bugün onun aslında sinyalleri uzaklardaki yıldızlardan aldığı belirtiliyor. Fakat bunu başardığı dönemde bilim dünyasında kozmik ses dalgalarının yeri olmadığı için bu çalışmalar da adeta çöpe gitmiştir.
Nikola Tesla’nın Kişisel Özellikleri
Yaşamı boyunca kendisine ait bir evi olmayan, otellerde yaşayan, hiç evlenmeyen Tesla, dâhiliğinin yanında ilginç kişiliğiyle de dikkat çekmiştir. Takıntılı bir insandı, tuhaf huyları ve fobileri vardı. Gürültü ve her türlü sese karşı aşırı duyarlıydı. Yürürken adımlarını sayardı, kahve fincanının, çorba kasesinin kübik parçacıklarını hesaplamaya çalışırdı. Bunu başaramadığı takdirde iştahı kaçardı. Çalışmalarını üçerli gruplar halinde yapardı, ve numarası üçe tam bölünebilen bir otel odasında kalmak konusunda ısrarcıydı. Duvar ve kol saatlerine karşı geliştirdiği yoğun öfkeye sahipti. En iyi dostu ünlü yazar Mark Twain ile güvercinlerdi.
Beş duyusunun aşırı hassaslaşması nedeniyle yaşadığı sıkıntılar konusunda şöyle demiştir;
“Yakından ve uzaklardan gelen kükreyen sesler beni korkuya sürüklüyordu ve bunların ne olduğunu bir türlü ayırt edemiyordum. Güneş ışınlarının önü periyodik olarak kesildiğinde bu beynim üzerinde öylesine büyük bir güç alanı yaratıyordu ki kendimden geçiyordum. Bir köprü ya da bunun gibi bir yapının altından geçebilmek için tüm irademi zorlamam gerekiyordu çünkü kafatasım üzerinde dayanılmaz bir basınç hissediyordum.”
Müthiş bir hafızaya sahipti. Ürettiği makinelerinin tüm ayrıntılarını önce zihninde oluşturup çalıştırdıktan sonra uygulamaya geçerdi.
“Ben asıl işi yapmak için hiç acele etmem. Bir fikrim olduğunda önce onu hayalimde geliştirmeye başlarım. Konstrüksiyonu değiştiririm, geliştiririm ve cihazı ilk önce zihnimde çalıştırırım. Benim için, türbinimi aklımda ya da atölyemde çalıştırmak aynı şeydir. Eğer dengesizlik varsa notlarımı alırım. Arada hiçbir fark yoktur, sonuçlar aynıdır. Bu şekilde, bir fikri hiçbir şeye dokunmadan hızlıca geliştirebilir ve mükemmel bir hale getirebilirim. Eğer zihnimde icadımla ilgili düşünebildiğim her şeyi yaptıysam ve hiçbir yerde hata görmüyorsam, beynimin bu ürününü somutlaştırabilirim. Cihazım da çalışmasını düşündüğüm şekilde çalışır ve tüm deney süreci planladığım şekilde gerçekleşir. Yirmi yıl içinde bir kere bile aksama olmadı. Neden olsun ki?”
Zihninde çakan şimşeklerin çoğu zaman Kendisine rehberlik ettiğini belirten Tesla bu konuda şunları söylüyor; “
“…Bu ışık patlamalarını hâlâ zaman zaman yaşıyorum. Yeni bir fikrin zihnimde parıldayıvermesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Her seferinde, uyuyakalmadan az önce, gözlerimde kimi şeylerin ya da insanların görüntüleri canlanıyor. onları gördüğüm anda anlıyorum ki bilincimi yitirmek üzereyim. Eğer ortaya çıkmıyorlarsa ya da bunu reddediyorlarsa biliyorum ki bu uykusuz bir gece geçireceğim anlamına geliyor… Benim beynim sadece bir alıcıdır. Evrende, bilgiyi, gücü ve ilhamı ondan aldığımız bir öz var. Bu özün sırlarına nüfuz etmedim. Ama varolduğunu biliyorum. ”
Hayatının son dönemlerini borçları yüzünden kaçarak yaşayan Tesla 7 Ocak 1943 tarihinde 86 yaşındayken New Yorker otelinin 33. katındaki 3327 nolu odasında güvercinleri ile birlikte, beş parasız bir şekilde kalp yetmezliğinden hayata gözlerini yummuştur. Bilim çevrelerindeki bir rivayete göre, o dönemki yakın dostlarına öldüğünde mezar taşına “Şimdi Mutlu” yazılmasını istemiştir.
Sevgili İnsan,
İnsanlığın, kendine yaşam sunan gezegeni sesiyle titreteceği, güneşin efendisi olacağı, mikrokozmik hareketin tükenmez ve yoğun enerjisini kullanacağı, atomların önceden belirlenmiş formlara kombin edileceği, okyanusu yatağından çıkarıp hava yoluyla taşıyarak dünyanın değişik bölgelerinde göller ve nehirler yaratacağı, vahşi elementlere emredeceği, zekâsı ve gücüyle bu dünyanın sınırlarının ötesine geçeceği günler uzak değildir.