Kepler Uzay Teleskobu ile binlerce ötegezegen keşfi yapan NASA,teleskobun görev süresini tamamlaması ile yerini alacak olan dah gelişmiş aletlerle donatılmış TESS gezegen avcısını aktif hale getirdi. TESS teleskobu Keplerin yerini alması ayrıca ek bazı görevleride yapması bekleniyor.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi NASA‘nın, güneş sistemi dışındaki yaşanabilir gezegenleri arayan 337 milyon dolarlık uzay aracı TESS, göreve başladı. NASA, SpaceX’in Falcon 9 roketiyle fırlatılan Geçiş Yapan Dış Gezegen Araştırması Uydusu’nun (TESS), görevine resmi olarak başladığını duyurdu.
NASA, kâinatta hayat olabilecek ve insanların hayatını devam ettirebileceği yeni yerler arayışı için yepyeni bir uzay aracını uzaya gönderiyor. Transit Ötegezegen Araştırma Uydusu kısa adıyla TESS Uzay Aracı, Güneş Sistemimiz dışındaki ötegezegenlerin keşfedilmesi ve araştırılmasında kilit rol oynayacak. TESS Uzay Aracı da tıpkı Kepler Uzay Teleskobu’nun yaptığı gibi transit yöntemiyle keşiflerini gerçekleştirecek. Adı da buradan geliyor. Transit yöntemi, bir ötegezegenin yıldızının önünden geçtiği esnada yıldızın ışığını örtmesiyle ötegezegeni keşfetmemizi ve araştırmamızı sağlayan önemli bir yöntemdir. Yani ötegezegeni direkt görerek değil, yıldızının önünden geçerken yaptığı örtme sayesinde dolaylı olarak görebiliriz.
YENİ GÖREV TELESKOBU: TESS
Geçtiğimiz Nisan ayında uzaya fırlatılan TESS, artık görev süresinin sonuna gelen Kepler’in yerini alması için geliştirilmişti. Tam 200 milyon dolarlık maliyete sahip olan teleskop, Kepler ile benzer çalışma prensiblerine sahip. Ancak TESS, binlerce ışık yılı uzaklıktaki gezegenleri avlayan Kepler’den farklı olarak Güneş Sistemine daha yakın konumlardaki gezegenleri hedef alacak.
TESS’in gözlemlerine başlaması nedeniyle büyük bir heyecan duyduklarını belirten NASA astrofizik bölümü başkanı Paul Hertz, ”Evrende yıldızlardan bile daha çok sayıda gezegen olduğunu biliyoruz. TESS, fantastik özelliklere sahip bilinmeyen uzaylı dünyaları keşfedecek. Sabırsızlıkla bekliyorum.” ifadelerini kullanıyor.
Gökyüzünü 26 farklı bölüme ayırarak gözlem gerçekleştirecek olan TESS her bir bölümü en az 27 gün boyunca inceleyecek. Uydu aynı zamanda bu yıldızlardan ulaşan görülebilir ışıkları her iki dakikada bir tekrar ölçecek. NASA araştırmacıları TESS’in sadece iki yıl içerisinde tam 200.000 farklı yıldızı inceleyeceğini binlerce yeni gezegeni de ilk kez keşfedeceğini söylüyor.
Görevdeki ilk 2 yılında on binlerce yıldızı incelemesi planlanan TESS’in diğer görevleri arasında çeşitli gök cisimlerini incelemek, büyük kara delikleri ve yıldızları tanımlamaya katkı sağlamak da bulunuyor.
İlk Veriler
Bilim adamları, TESS sisteminden aldıkları verilerle HD 39091 kod adıyla da bilinen Pi Mensae yıldızının yörüngesinde bulunan bir Dünya benzeri dış gezegen belirlediler. Mensa (masa) takım yıldızında bulunan Pi Mensae, yıldız sistemimizin merkezinde bulunan Güneş gibi bir sarı cüce olarak tanımlanıyor. Pi Mensae, aynı zamanda transit dış gezegen bulunduran yıldızların arasında ikinci en parlak yıldız olma özelliğini de taşıyor.
Önceki araştırmalarda Pi Mensae’nin yörüngesinde bir gaz devi de bulunmuştu. Bu gaz devi, Jüpiter’den 10 kat daha büyük olmasıyla biliniyor. Pi Mensae b olarak isimlendirilen bu gezegenin yörüngesi de oval şeklinde ve gezegeni 3 AB uzaklığa kadar taşıyabiliyor (1AB=Astronomik Birim, Dünya ile Güneş arasındaki ortalama mesafe olan 150 milyon kilometreyi ifade eder.)
Aynı yıldız sisteminde yeni keşfedilen Dünya benzeri gezegen ise Pi Mensae c ismini taşıyor. Araştırma ekibinin başında bulunan Chelsea Huang’ın Space.com’a verdiği röportajda belirttiğine göre Dünya benzeri gezegenin tamamı sudan oluşuyor. Gezegenin çapı Dünya’nınkinin 2.14 katı ve kütlesi ise Dünya kütlesinin 4.82 katı. Ancak gezegenin Pi Mensae’ye olan yakınlığı 0.07 AB olarak ölçüldü. Bu da gezegeni yıldızına Merkür’ün Güneş’e olan yakınlığından 50 kat daha yakın kılıyor. Bu yüzden yıldızından oldukça büyük bir radyasyon dalgası alan bu gezegenin sürekli “buharlaşmakta” olduğu belirtiliyor. Gezegenin kaya yapılı bir çekirdeğe sahip olduğu ve atmosferinin de Hidrojen ve Helyum gazlarından oluştuğu, gelen bilgiler arasında.