NASA, Satürn’ün en büyük uydusu Titan‘ı keşfedecek olan Dragonfly isimli “Yeni Sınırlar” programında yer alan en son görevini duyurdu. Titan, Güneş sistemimizde atmosferi olan tek ay!
2017 yılı bitmeden önce Cassini heyeti Satürn’ü incelerken Titan tarafında incelemelerde bulundu. Cassini misyonunun bir parçası olan Hyugens sondası tarafından sağlanan veriler, Titan’ın daha ileri araştırmalar için mükemmel bir aday olduğunu ortaya çıkardı.Yapılan açıklamalarda “Titan, Dünya’nın Big Bang’ten bir süre sonraki hali ile karşılaştırılabilir.” deniliyor ve Dragonfly’ın araçları organik kimyayı ve geçmiş ya da şimdiki yaşamın kimyasal imzalarını değerlendirmeye yardımcı olacağı öngörülüyor.
“İnsan bilgisinin sınırlarını tüm insanlığın yararına keşfetmek için Dragonfly’ı başlatacağız.” –NASA
NASA, Titan’ın yaşam gelişmeden önce kimyasal olarak Dünya’ya benzer olduğunu aktarırken, atmosferde keşfedilen aynı organik malzemeden yapılmış olup olmadıklarını belirlemek için Titan’daki kum tepelerini keşfetmek istediklerini de ekledi.NASA’nın Washington Genel Merkezindeki Bilim Müdür Yardımcısı Thomas Zurbuchen, “Bu heyecan verici ve zor görevi yerine getirmemiz için bizi motive eden bilim” dedi. NASA’nın Planet Bilimleri Bölümü’nün direktörü Lori Glaze ise, “Titan, yaşam için temel bileşenlere sahip.” dedi.
“Karmaşık organik molekülleri ve yaşam için gerekli enerjiyi barındırıyor. Yaşamın oluştuğu ve bugün yaşamı barındırabilecek potansiyel koşullar olduğu için bugün Dünya’da meydana gelenlere benzer süreçleri gözlemleme olanağımız olacak.”
Lori Glaze
Dragonfly indiğinde, Titan’ın etrafında iki buçuk yıl geçirecek. Sadece kızakları inecek pervaneleri var, ancak yüzeyde dolaşmasına izin verecek tekerlekleri yok. 2026’da başlatılacak ancak 2034’e kadar Titan’a ulaşmayacak, çünkü Satürn bizden çok uzak. Dragonfly ayrıca Titan’ın atmosferini, yüzey özelliklerini, yüzey altı okyanusunu ve yüzeydeki sıvıyı da araştıracak.
Hem kendi uydumuz hem de Merkür gezegeninden daha büyük olan Titan, güneş sistemimizde benzersizdir. Bulutlu, yoğun bir nitrojen ve metan atmosferi olan ve bulanık bir turuncu görünüm veren tek uydudur.
Titan’ın atmosferik basıncı Dünya’nınkinden %60 daha fazla, bu da ortalama bir yüzme havuzunun dibinde hissedilecek bir baskı uyguladığı anlamına geliyor. Titan’ın yüzeyi eksi -179 derecedir.
Bu yüzden Titan üzerindeki yaşam potansiyelinin gezegenimizden biraz farklı görünmesi gerekebileceği düşünülmektedir. Ancak Titan’ın atmosferi, ilkel Dünya’nınkinden çok farklı olmayabilir ve yaşam burada bir yolunu bulabilir.
Bilim kurgu filmlerindeki uzaylı yaşamları gibi olmayabilir, ancak 2017’de araştırmacıların Science Advances dergisinde yayınladıkları bir araştırmaya göre, Titan’da hayata yol açabilecek bir şeyin varlığını doğruladılar.
Vinil siyanür, hücre zarı benzeri küreler oluşturabilen karmaşık bir organik moleküldür. Toksik gibi görünse de, bu kimyasal, Şili’deki bir radyo teleskop grubu olan Atacama Büyük Milimetre Dizisi’nden (ALMA) elde edilen verilerle önemli miktarlarda tespit edildiği Titan’da da olabilir.
Titan, yüzeyinde Dünya benzeri sıvı kütlelere de sahip. Ancak nehirler, göller ve denizler, bulutları oluşturan ve gökten sıvı gazın yağmasına neden olan sıvı etan ve metandan oluşmaktadır.
Dünyada ekstremofiller olarak bilinen olağanüstü koşullar altında yaşayabilecek birçok mikroorganizma türü vardır. Ancak bunlar arasında bile, temel yaşam fonksiyonları -20 ° C’nin altındaki sıcaklıklarda toplanır. Öyleyse, Titan’da yaşamın olması için, Dünya’dan bildiğimiz uygun koşulların zarfını oldukça uzatmamız gerekir. Fakat yine de, Dünya üzerindeki yaşam, bugüne kadar bildiğimiz tek örnek ve hayal gücümüzde sınırlı olabilir. Sadece uzak bir ihtimal gibi görünse bile, Yusufçuk misyonu Titan’ın yaşam alanını doğru bir şekilde değerlendirecek ve geçmiş veya şimdiki potansiyel yaşam belirtilerine bakacaktır.
Hem Dünya’da yaşamın nasıl ortaya çıktığını hem de şu anda var olup olmadığını ele almak için çarpıcı bir hedef, uçuş noktalarından biri olan 80km çapındaki Selk çarpma krateridir. Burada, nispeten son zamanlarda jeolojik zaman ölçeğinde meydana gelen etki su buzunu eritti ve bu tür reaksiyonların gerçekleşmesini sağlamak için ısı şeklinde enerji sağladı.
Titan’da bir uçağı uçurmak, aynı zamanda bizi zamanda geri alan dünya dışı bir deneyim olmayı vaat ediyor!
Kaynak
Tekyolbilim.com
Bizsiziz.com