HUBBLE TELESKOPU NEDİR?
Hubble Uzay Teleskobu (HUT), ismi Amerikalı astronom Edwin Hubble’ın anısına verilmiş; Nisan 1990’da STS-31 Görevi esnasında Uzay Mekiği Discovery tarafından Dünya etrafındaki yörüngesine taşınmış bir uzay teleskopudur. İlk uzay teleskopu olmamasına rağmen, HUT en büyüklerindendir ve birçok üstün özelliğe sahiptir. Ayrıca hem hayati öneme sahip bir araştırma aracı olması hem de astronomi için etkili bir halkla ilişkiler unsuru olması nedeniyle çok tanınmıştır.
HUT, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) arasında ortak bir çalışmadır ve Compton Gama Işını Gözlemevi, Chandra X-ışını Gözlemevi ve Spitzer Uzay Teleskobu projelerinden oluşan NASA’nın Büyük Gözlemevleri programının bir parçasıdır.
Hubble Uzay Teleskobu adını 1920’lerde yaşamış olan ünlü astronom Edwin Hubble’dan alır. Teleskop şu an çalışan en güçlü teleskop olup, uzak yıldızları dünyadaki diğer tüm teleskoplardan çok daha iyi ve kaliteli şekilde fotoğraflayabilmektedir.
24 Nisan 1990 yılında Discovery uzay mekiği tarafından yörüngeye oturtturulan teleskop, dünya yörüngesinden 600 km yukarıda görev yapmaktadır. Yaklaşık 13 metre boyunda ve 11 ton ağırlığındadır. Üzerinde 4 adet aynası bulunmaktadır.
Uzay boşluğunu dünya atmosferine bakmadan gözlemleyebilmektedir. İlk görüntülerini 20 Mayıs 1990 yılında uzay istasyonuna ulaştırmıştır.
Atmosfer, içinden geçen ışığı büker. Yeryüzünden yıldızlara baktığımızda yıldızları bulanık görürüz çünkü atmosfer her zaman hareket halindedir. Hubble teleskopu sahip olduğu teknoloji sayesinde dünyadaki diğer teleskoplardan aldığımız görüntülerden çok daha keskin ve net görüntüler alabilmektedir.
Hubble ayrıca yeryüzüne ulaşmayan ışığı da gözlemleyebilir. Görebildiğimiz dalga boyundan daha kısa bir dalga boyuna sahip olan ultraviyole ışığı (UV) ve görebildiğimiz dalga boyundan daha uzun dalga boyuna sahip kızılötesi ışığı da (Infrared-IR) algılayabilir.
UV ışığı, evrendeki patlayan yıldızlar gibi çok fazla enerjiye sahip olan yerleri gösterir. Kızılötesi ışık ise bize yeni yıldızların etrafında toz bulutları oluşumu gibi daha sakin olaylar hakkında bilgi verir.
1990’da bir uzay mekiği teleskopu dünya yörüngesine yerleştirdi. Yaklaşık bir ay sonra, bilim insanları teleskopun aynasında bir sorun olduğunu farkettiler. Çünkü kameranın Dünya’ya gönderdiği resimler istenilen keskinlikte değildi.
Hubble Hakkında Bunları Biliyor musunuz?
• Misyonunun 1990’da başlamasından bu yana 1,3 milyondan fazla gözlem gerçekleştirdi.
• Hubble verilerini kullanan gökbilimciler, 15.000’den fazla bilimsel makale yayınladılar ve bu da onu şimdiye kadar yapılmış en üretken bilimsel araçlardan biri haline getirdi. Bu bildiriler 738.000 kez diğer bildirilerden atıf aldılar.
• Hubble yıldızlara, gezegenlere veya galaksilere gitmez. Yaklaşık 17.000 mil/saat hızla Dünya’nın etrafında dönerken fotoğraflar çeker.
• Hubble Dünya’yı dolaştı ve şu anda yaklaşık 340 mil yükseklikte dairesel düşük dünya yörüngesinde 4 milyar milden fazla yol katetti.
• Hubble’ın iticileri yok. Açıları değiştirmek için, tekerleklerini zıt yönde döndürerek Newton’un üçüncü yasasını kullanarak hareket ediyor. Bir saatte yaklaşık bir dakikanın hızında 90 derece dönmesi 15 dakika sürüyor.
• Hubble, 0.007 arcseconds işaretleme doğruluğuna sahip.
• Atmosferin pusunun dışında, 0.05 arcseconds açısal büyüklüğüne sahip astronomik nesneleri görebilir. Bu, Tokyo’dan Washington DC’ye 10 metreden daha az bir çift ateş böceği görmek gibidir.
• Optik ve hassas dedektörlerin birleşimi nedeniyle ve ona ulaşan ışığa müdahale edecek bir atmosfer olmadığından Hubble, Dünya’nın Ay’ın yüzeyindeki bir gece ışığını tespit edebilir.
• Hubble, çok uzak bir geçmişe, Dünya’dan 13.4 milyar ışık yılı aşkın sürelere baktı.
• Hubble, yılda yaklaşık 10 terabayt yeni veri üretiyor. Toplam arşiv şu anda 150 TB’ın üzerindedir.
• Hubble lansmanda yaklaşık 11 kg ağırlığındaydı, ancak bugün Dünya’ya iade edilirse, yaklaşık olarak 12,5 kg ağırlığa ulaşmış durumda.
• Hubble’ın ana aynası 2,4 metre genişliğindedir. O kadar ince cilalanmıştı ki, onu Dünya’nın çapı olacak şekilde ölçeklendirirseniz, 0,15 metreden daha uzun bir yumru bulamazsınız.
• Hubble 13.3 metre uzunluğundadır (büyük bir okul otobüsünün uzunluğu).
Hubble’a elveda, James Webb’e merhaba!
Bu noktada öte gezegen adı verilen bu cisimleri keşfetmek, anlamak amacıyla bir teleskop daha gönderilmesine karar verildi. Kepler Uzay Teleskopu’nun hikâyesi de burada başladı. Fizikçiler artık tecrübeliydi, Hubble’daki hatanın sebepleri biliniyor ve bir daha yaşanmaması için itinayla çalışılıyordu.
Bu tür uzay teleskopları iki ana ayna ile çalışır. Bir büyük çukur ayna, ışığı diğer küçük aynaya toplar, bu ufak aynaya toplanmış ışık da merceğe girerek kaydedilir ve Dünya’ya gönderilir. Ayna ne kadar genişse ve mercek ne kadar büyükse, o kadar yakın ve parlak bir görüntü elde edilir.
Kepler Uzay Teleskopu, bu açılardan Hubble’dan üstün bir teleskop değil, ancak konumu bakımından çok daha işe yarar olacaktı. Kepler Uzay Gözlemevi, Dünya yörüngesine değil, daha uzak bir bölgeye, Güneş yörüngesine oturtulacaktı. Görevine 2009’da başlayan Kepler, 2014 yılına kadar 200’den fazla Dünya benzeri; yani üzerinde sudan okyanusları, bulutları bulunan; toprağında yürüyebileceğimiz gezegenler keşfetti. Bununla birlikte normalde Dünya’daki perspektifimizle göremeyeceğimiz yeni gökcisimlerini de bizlere gösterdi. Modern medeniyette, eski medeniyetin Macellan gibi kâşifleri yoktu artık. Modern medeniyetin kâşifleri Dünya üzerinden açılan insansız kâşifler olmuştu. İnsan, kendi görme yeteneğinden yüzlerce kat üstün olarak yarattığı bu robotları kendi isteği doğrultusunda kullanmaktaydı.
Günümüzde bu iki optik teleskopla birlikte, Dünya yüzeyinde Hawaii ve Şili’de, uzayda sahip olduğumuz bu teleskopların onlarca kat daha büyükleri bulunmakta. 2020 yılında çapı bir basketbol sayası büyüklüğünde olacak ve Avrupa ülkelerinin Şili ile ortak çalışması ile Ant Dağları’na inşa edilecek olan Extremely Large Telescope ile yeryüzünden alabileceğimiz en iyi verilerin sınırlarına ulaşılacağı düşünülmekte.
Peki, bundan sonraki adım ne olacak?
Hubble 25. yılına ulaştı ve Dünya’da inşa edilen devasa teleskoplara yetişemeyecek bir duruma gelmeye başladı. Yeni bir projeye adım atmak gerekiyordu ve düğmeye NASA bastı. NASA’ya yardım eden Avrupa Uzay Ajansı ESA ve Kanada Uzay Ajansı CSA, uzaya şimdiye kadar gönderilmiş en büyük ayna çapına sahip olan bir teleskopu, Dünya’dan çok uzaklara, Güneş yörüngesine oturtmayı planlamaktalar. O kadar büyük bir teleskopu roket ile tek parça çıkarmak mümkün olmayacağı için aynalar parça parça hazırlanmakta. Toplamda 6,5 metre uzunluğunda ve 20 tane platin ayna kullanılarak yapılacak olan teleskop, ismini Ay üzerine yapılan ilk sefer olan Apollo Programı’nın Yürütücü Koordinatörü James Webb’den alıyor.
James Webb Uzay Gözlemevi’nin aynaları şu anda Dünya’nın pek çok yerinde inşa halinde. Projenin bitip gözlemevinin uzaya gönderilme tarihi ise 2018 olarak planlanmış durumda. O vakte kadar birincil ve ikincil aynalar plaka plaka inşa edilecek. Sensörler ve lazerler yapılarak uzay rotası planlanacak. ESA’nın roketi Ariana 5 ise, bu gezegenler arası yolculukta James Webb Uzay Teleskopu’na eşlik edecek. 2019 yılı ortalarında ilk görüntünün alınması tahmin ediliyor. Bu büyüklükte bir teleskoptan alınacak görüntünün insan hayal gücünü zorlayacağı aşikâr.
Kaynak
Matematiksel.org
Bilimvegelecek.com.tr
Wikipedia.com