Çok fazla bu durum ile ilgili araştırmalar yapıldı. Yazıldı ve çizildi. Bilimsel olarak olacakları kestirmek yinede tahminden öteye gitmeyecektir. Ancak olacak durumları sizlere paylaşmak istedim. Öncelikle dayanağı Discovery’e ait bir belgesel’den izlediğim oluşacak durumları yazmak istiyorum. Güneşimiz ölmeye yakın döneminde kızıl bir dev halini almaya başlayacak. Sonrasında ise boyutu bugün gördüğümüzden çok daha büyük olacağı için ilk önce Merkür sonrasında Venüs ve 3. Olarak dünyamızı yutacak zaten Venüse yaklaştığında bizim dünyamızında sonunu getirecektir. Canlı yaşamına olanak tanımayacak kadar yakın olacağı için dünyamızın atmosferini ve manyetik alanını bozacaktır. Tüm bunlar hemen olmayacak heyecanlanmayın en az 10 milyar yılımız var.
Bilim insanlarına göre güneş 10 milyar yıl içinde ölecek, fakat sonrasında ne olacağı bugüne kadar pek bilinmiyordu. Astronomlardan oluşan uluslar arası bir ekip, Manchester Üniversitesi’nden Prof. Albert Zijlstra eşliğinde güneşin öldükten sonra dev bir parlak bir halkaya dönüşerek yıldızlararası toz ve bulutuna yani gezegensi nebulaya(bulutsu) dönüşeceğini tahmin ediyor.
İşte bir ekip yeni bir yıldız modeli geliştirerek, yıldızların yaşam döngüsünü tahmin edecek bir veri modeli üretti. Bu model farklı kütle ve yaşlardaki yıldızların parlaklığı tahmin ediyor.
Araştırma Nature Astronomy dergisinde 7 Mayıs’ta yayınlandı. Prof Zijslra araştırmayı şöyle açıklıyor: “Bir yıldız öldüğünde uzaya gaz ve toz kütlesi boşaltır ve buna zarf denir. Bu zarf yıldızın kütlesinin yarısı kadar olabilir. Bu esnada yıldızın çekirdeği açığa çıkar, böylece yıldızın yakıtı biter ve sonunda ölür.
Ayrıca bu model sayesinde çeyrek yüzyıldır çözülmeyen bir problem de çözülüyor.
Astronomlar 25 yıl öncesinde diğer bir galaksideki gezegensel nebulaya bakıldığında, en parlakların hep aynı parlaklığa sahip olduğunu keşfetmişti. Araştırmacılar en parlak gezegensel nebulaların görünümünden galaksiye ne kadar uzaklıkta olduğunu keşfetmenin muhtemel olduğunu buldular. Teorik olarak, bu yöntem her tür galakside işe yaramalı.
Eğer bu veri doğru olsaydı, bilimsel modeller tersini iddia etmekteydi. Ayrıca Prof Zijlstra ekliyor: “Eski, düşük kütleli yıldızlar, genç ve daha büyük yıldızlara göre daha soluk ışık yaymalılar. İşte 25 yıllık çelişki bundan kaynaklanıyor.Elde edilen veriler ise düşük kütleli yıldızlardan(güneş gibi) daha parlak gezegensel nebulalar elde edilebilir. Eski modeller ise bunun mümkün olmadığını ve güneşten iki kat daha az yıldızların gezegensel nebulalarının soluk olacağını belirtiyordu.”
Yıldızlar insan gibi değil. Ölünce çürümüyorlar, daha doğrusu çürüyüp yok olmaları için 100 trilyon yıl geçmesi gerekiyor. Bununla birlikte, en uzun ömürlü yıldızlar bile 1 trilyon içinde çoktan sönmüş ve kara delik, nötron yıldızı ile beyaz cüce gibi kozmik kalıntılara dönüşmüş olacaklar.
Güneş sönmeden önce dış katmanlarını uzaya savuracak ve küçülerek beyaz cüceye dönüşecek (Kırmızı dev evresindeki yıldızların yoğunluğu azalıyor ve yerçekimi seyrek gazları bir arada tutamıyor. Sonunda yıldız kendi güneş rüzgarıyla dış gaz katmanlarını uzaya üfleyerek küçülüyor).
Güneşimiz dahil olmak üzere, Samanyolu’ndaki yıldızların yüzde 97’sinin kaderi bu olacak. Beyaz cüce olarak küçülüp sönecekler. Ancak, bu aşamada hayatın yapıtaşı olan ağır elementleri de sentezleyecekler.Güneşimiz kırmızı dev aşamasında dev bir demirci ocağına dönüşecek; yani hidrojen yerine çekirdeğindeki helyumu yakmaya başlayacak. Helyum daha ağır bir atom olduğu için daha çok enerji üretecek; ancak daha yüksek sıcaklıkta yandığı için hidrojenden çok daha hızlı tükenecek.
Helyum yaktığı için çekirdek sıcaklığı artan Güneş’in dış gaz katmanları aşırı şişecek ve yıldızımız kırmızı dev haline gelerek ana sıralama yıldızları kategorisinin dışına çıkacak. Bu sırada çekirdekteki helyumu yakarak karbon ve oksijene dönüştürmeye başlayacak.
Elbette çekirdekteki helyum tükendiği zaman yanma duracak ve Güneş geçici olarak soğuyacak Ancak, Güneşimiz asla karbon ve oksijen atomlarını yakacak sıcaklığa erişemeyecek; çünkü yeterince ağır bir yıldız değil ve büzüldüğü zaman çekirdeğini yeterince sıkıştırmayı başaramayacak.
Nitekim buna ikinci kırmızı dev evresi diyoruz: Bu kez en dipteki çekirdek yerine, direkt alt katmandan ısınan Güneş çok daha büyük bir kırmızı dev olacak. Kısacası Güneş’i saran gazlar daha da incelecek ve yüksek sıcaklığa bağlı güçlü güneş rüzgarı bütün bu gazları uzaya üfleyecek. Güneş işte bu son aşamada iyice küçülerek son nefesini verecek ve beyaz cüceye dönüşecek.
Beyaz cüce sönmüş bir yıldızın karbon ve oksijen atomlarından oluşan ölü çekirdeğidir. Beyaz cüceler sönmüş olduğu halde kendi üzerine çökerek nötron yıldızı veya kara deliğe dönüşmüyor (atomları saran elektronlar yerçekimiyle daha fazla büzülmeye direnç gösteriyor ve bu çöküşü durduruyor).
Beyaz cüceler yaklaşık Dünya gezegeni boyunda oluyor. Ancak, Güneşimiz çok ağır bir beyaz cüce üretemeyecek. Beyaz cüce olmadan önce gaz katmanlarının büyük kısmını gezegenimsi bulutsu olarak uzaya saçan Güneş’ten geriye kalan beyaz cüce, yalnızca yarım Güneş ağırlığında olacak.Güneş’ten geriye kalan gezegenimsi bulutsu 10 bin yıl boyunca parlayacak ve civarda uzaylılar varsa, Güneş’in kalıntısı olan bu bulutsuyu 10 ışık yılı uzaktan görebilecekler.
Yaklaşık 1,5 Güneş kütlesine denk olan sıcak ve parlak beyaz cücelerin gezegenimsi bulutsuları ise 1 milyon ışık yılı uzaktan bile görülebiliyor. Bunlar aslında soluk beyaz cücenin görülemeyeceği kadar uzaktan görülüyor.
Bu yıl bilim insanları Güneş’in tam olarak nasıl söneceğini tespit ettiler ve teoriyi buna göre düzelttiler: Sonuçta Güneşimizin gözle görülecek kadar parlak bir bulutsu üretebilecek en düşük kütleli yıldız olduğunu anladılar.
Teori ve tahminler bu şekilde oluşurken sonumuzun güneş ile olacağı senaryoyu sizlere anlatmaya çalıştım. Tabiki dünya atmosferini bozmazsak manyetik alanımızı bozmazsak ve bir asteroid çarpmazsa, dünyamızı kirletip ozon tabakamızı yoketmezsek sonumuzun bu şekilde gerçekleşeceği bilim adamları tarafından anlatılmıştır.