Bilim, kısaca insanoğlunun başlangıçtan bu yana görüntüden ibaret olan dünyayı algılama, algıladıklarını anlamlandırma ve anlamlandırdıklarını da yorumlama çabası olarak değerlendirilebilir. Bu çabanın bir sonucu olarak da görünemeyenler hakkında öngörü veya varsayımlar üretmek yer alabilir. Bu açıdan bakıldığında bilimin bir anda oluştuğu iddia edilemez. Kültürler arası etkileşimle, tarih boyunca ilerleyerek bugünkü şeklini almıştır. Her toplum kendi dinamikleri boyutunda bilimsel bilgiye katkıda bulunmuştur. Bu katkıyı da bilimsel eserlerin niteliği ve niceliği belirlemektedir.
İlk olarak Apollonios (MÖ 240) ve Hipparkos (MÖ 150) tarafından keşfedildiği, Batlamyus tarafından kullanıldığı ve Philoponos’un(en) altıncı yüzyılın ilk yarısında bu aletten bahsettiği batılı kaynaklarda bildirilmektedir. Dokuzuncu yüzyılda Harran’daki büyük üniversitede Abbasi halifelerinin ilim ve kültür verdikleri önem neticesinde usturlap hakkında çeşitli eserlerin yazıldığı bilinmektedir. Bu konuda yazılan en eski kitap, 829-830 senesinde Bağdat’ta ve 833 senesinde Şam’da çalışan Ali bin İsa’ya aittir. Başka bir rivayete göre de usturlabı ilk keşfeden ve bu konuda ilk kitap yazan kimse Abbasi devri astronomi alimlerinden İbrahim el-Fezari’dir. İslam dünyasında ilk kullanan da kendisidir. Bu konu hakkında kitap yazan diğer alimler Biruni, Nasirüddin Tusi ve Habeşül Hasib’dir.
Biruni gibi alimler yıldızların yerini bir çark ile belirleyen mekanik usturlaplar da geliştirmişlerdir. Bunlar Şamin ve Ez-Zerkali tarafından geliştirilmiş ve mekanik saatin temeli ortaya çıkmıştır. On ikinci yüzyılda Şerafeddin el-Tusî usturlaba yeni bir şekil vererek baston şeklinde bir usturlap geliştirmiştir. 1365’te Fransa’da doğan Jean Fusoris da Avrupa kıtasındaki ilk usturlabı yapmıştır. 17. yüzyıla kadar Avrupa’da yoğun olarak kullanılan usturlap, 18. yüzyıldan sonra yavaş yavaş önemini kaybetmiş, doğu ülkelerindeyse kullanımı 20. yüzyıla kadar sürmüştür.[1]
Usturlab, bilinen en eski astronomi aletlerinden biridir. Usturlabın en temel özelliği birçok işlemin yapılmasına olanak vermesidir. Astronomi eğitiminde de kullanılan usturlab birçok kültürde pratik ihtiyaçlara cevap vermiştir. Örneğin, mekanik saatlerin bilinmediği dönemlerde zaman onunla bilinirdi.
Usturlab, Güneş’in ve yıldızların konumlarıyla ve zamanla ilgili problemlerin çözümünde kullanılan astronomik bir alettir. Birçok astronomi probleminin çözümü için gerekli olan matematiksel hesaplamalarda kullanılır. Adı Yunancada “yıldız” anlamına gelen “Aster” ve “almak, ölçmek, yakalamak, tutmak, anlamak ve kavramak” gibi anlamlara gelen “Lambanein” kökünden gelmektedir. Buna göre usturlab kelimesi, yıldızları anlamak için kullanılan bir alet anlamına gelmektedir. Gökyüzündeki yıldızları ve diğer nesneleri bulmak ya da Güneş’in veya bir yıldızın konumundan yararlanarak zamanı belirlemek anlamlarında da kullanılabilmektedir. Usturlab aynı zamanda gökyüzünün bir haritası ve astronomik problemleri çözen taşınabilir bir alettir. Usturlabın amacı, kullanıcısına bir yere özgü verilen zamanda ve yerde Güneş’in ve belli yıldızların konumunu göstermektir. Bu gösterme işlemi, usturlabın yüzüne gökyüzünün resminin çizilmesi ve yerlerinin kolayca bulunması için konumlarının işaretlenmesi ile yapılır. Bu işaretleme de Stereografik İzdüşüm denilen bir yöntemle yapılır.
Birçok astronomi problemi, usturlabın ön yüzü kullanılarak çözülür. Usturlabın ön yüzü iki tip parçadan oluşur; sabit parça ve bir eksen üzerinde dönen parça. Sabit parçalar, belli bir enlemde gökyüzünün görüntüsünü ve zaman cetvellerini tasvir eder. Dönen parçalar ise gökyüzünün günlük dolanımını taklit eder. Usturlab kullanırken belli bir zamanın ve tarihin taşınabilir parçalarını ayarlamak gerekir. Bir kez kurulurken, gökyüzünün çoğu (görünen ve görünmeyen) aletin yüzünde tasvir edilmelidir.
Usturlab birçok astronomi probleminin görsel yoldan çözülmesine imkân verir. Hem gözlem hem hesaplama yapmak için kullanılmıştır. Gözlem için, hareketli bir hedefe ve Güneş’in ya da yıldızın konumunu aletin arkasındaki cetvel kullanarak ölçerken, aleti dikey olarak asacak bir halka gereklidir.
Çoğu zaman usturlab, yerel ufkun üzerindeki göksel nesnelerin yüksekliklerini ölçmek için kullanılan bir alet anlamına da gelir. Eski usturlabların incelenmesi, araştırmacılara o dönemin bilim ve astronomisini anlama olanağı sağlar. Usturlabların ayrıntılı incelenmesi, matbaa icat edilmeden önce teknik çizimlerin nasıl geliştiğini gösterir. Aynı zamanda geometrik ve analitik tekniklerin gelişimini bu çizimlerden öğrenmekteyiz. Bununla beraber bu teknikler kullanılırken oluşturulan ve kullanılan bilimsel kavramlar, kültürel
etkilenimlerini ortaya koyar. Ancak usturlablar tarihsel meraktan daha fazlasıdır. Astronomi eğitiminde kullanılan en temel alettir. Usturlabı kullanmayı öğrenirken temel astronomik kavram ve sözcükler de kolayca öğrenilir.
Prof. Dr. Fuat Sezgin, İslam Uygarlığında Astronomi, Coğrafya ve Denizcilik kitabında farklı astronomik ölçümler için usturlabın nasıl kullanılacağını açıklıyor. Örneğin usturlap ile saati belirleyebilmek için gövdenin arkasındaki cetvel (nişangâh) kullanılarak gökyüzündeki bir gökcisminin örneğin parlak bir yıldızın ufkun üzerinden yüksekliği ölçülür. Daha sonra örümcek, enlem plakasında bu yükseklik değerini gösterecek şekilde hareket ettirilerek gökyüzünün o anki görünümü elde edilir. Örümceğin üzerindeki cetvel yıldız ve enlem değeri aynı hizada olacak şekilde hareket ettirildiğinde gövdenin etrafındaki derecelendirme işaretlerinden saat belirlenebilir.
Usturlabı Dünya’nın farklı noktalarında kullanabilmek için farklı enlem plakalarına ihtiyaç duyuluyordu. 11. yüzyılda yaşayan Müslüman gökbilimciler Ali b. Halef ve Zerkâlî tarafından geliştirilen evrensel usturlap bu soruna çözüm oldu. Evrensel usturlaplar Dünya’nın her yerinde kullanılabilmeleri nedeniyle çığır açan bir buluş olarak kabul edilir.
Kaynak
Prof dr. Yavuz Unat
Wikipedia.com
Tubitak.gov.tr