Esir Ether Nedir?
Esir maddesi (ether, aether), eski çağlardan beri maddenin özü olduğuna, evreni doldurduğuna inanılan ve ilk madde (materia prima) olarak varlığına inanılan bir kavramdır. Evrenin oluşumundan önce ilk cevher halini ifade etmek için kullanılırdı. Maddenin katı-sıvı-gaz hallerinden farklı olarak duyu organlarımızca algılanamadığı düşünülen, bildiğimiz anlamdaki maddeden çok daha seyrek olduğu varsayılan ve boşluğu, maddeyi, havayı, yeri doldurduğu farzedilen bir ortam olarak tanımlanıyordu. Tıpkı denizdeki balıkların suyun varlığını idrak etmelerinin imkansız olduğu gibi, bizim de esir’i algılamamız imkansızdı.
Einstein’in izafiyet teorisinin fizikçiler arasında kabul görmesinden sonra pek sıcak bakılmayan bu görüşü savunanlar arasında Newton, Michael Faraday, James Clerk Maxwell, William Crookes, Albert Michelson (1852-1931) Edward Morley (1838-1923) ve Nikola Tesla sayılabilir.
İlk Çağlardan itibaren esir(ether) ile ilgili en önemli görüş ve sözler şu şekildedir.
Aristo Toprak, hava, su ve ateş bu dört unsura esir adını verdiği beşincisini eklemiştir. Aristo’ya göre esir, göklerin ana maddesiydi. Böylece Aristo yerle göğü felsefi olarak birbirinden ayırmış oluyordu. Bilim ve felsefede olduğu kadar dinler için de önemli bir ayrımdı bu. Buna göre yer, yani Dünya, dört elementten oluşmuştur; ancak gökler bu dört elementten farklı olan esirden yapılmıştır. Böylece yer ve gök, kendisini oluşturan unsurlar nezdinde birbirinden ayrılmış oluyordu. Daha sonra da açıklayacağımız gibi Aristo’nun kozmolojisinde bu ayrım önemlidir. Çünkü onun Evren görüşünde yer ile göğün davranışları birbirinden farklıydı; o halde, onları oluşturan unsurlar aynı olamazdı.
Aristo’nun öğretmeni olan Platon’un felsefesinde bu cisimler önemli bir yer tutuyordu. Platon, dört ana unsurun atomlarının Platonik katılar biçiminde olduğuna inanıyordu. Buna göre toprağın atomları küp, havanınki düzgün sekizgen, suyunki düzgün yirmiyüzlü, ateşinki ise düzgün dörtyüzlü biçimindeydi. Platon’a göre beşinci katı olan düzgün onikiyüzlü, takımyıldızların inşasında kullanılmıştı.
Newton, esir maddesini uzaktan etkiyi açıklamak için kullanıyordu. Mükemmel kuramının tek eksiği, boşlukta gök cisimlerinin birbirine nasıl etki yapabildiği sorunuydu. Newton, gezegenlerin hareketini yer çekimi kuvvetiyle matematiksel olarak açıklamıştı ama, boş uzaydaki onca büyük mesafelerden nasıl olup da bu kuvvetlerin hissedilebildiğini, bir başka deyişle bir cismin bir başka cismi uzaktan nasıl etkileyebildiğini açıklayamamıştı. Esir, kuvvetlerin aktarımını sağlayan bir ortam görevi görmekteydi. Aksi taktirde kuramının eksik olacağını hissediyordu.
Micheal Faraday 1846’da manyetizma ile ışık arasında bir ilgi olduğunu gösterdi ve esirin hem manyetik kuvvetler, hem de bir ışık ortamı olabileceği tahmininde bulundu. Faraday, esirin farklı türdeki kuvvetleri bağlayabileceği görüşünden etkilenmişti; 1851’de şunları yazıyordu:
“Eğer bir esir varsa, bunun ışınların iletilmesinden başka yararlarının da olabileceği hiç de ihtimal dışı değildir.”
Nikola Tesla, Dinamik Gravite Teorisi hakkında şunları söylemiş: Aydınlık eter, tüm uzaydaki boş alanı dolduruyor. Eter, yaşamı veren yaratıcı güç tarafından etkiliyor ve ışığın hızına yakın bir hareket sergiliyor, sonsuz küçük kıvrımlarla düşünülebiliyor ve madde haline geliyor. Kuvvet kaybolduğunda ve hareket kesildiğinde, madde tekrar etere dönüyor (bir nevi atomik bozulma şekli).
Tesla’nın Eter konusunda sözleri;
Ben tüm detaylarda çalıştım ve çok yakında dünyaya umut verecek gelişmeleri duyuracağım. Çalışmam bu kuvvetin nedenlerini ve gökyüzündeki cisimlerin onun etkisindeki hareketlerini o kadar tatmin edici bir şekilde açıklıyor ki, boş spekülasyonlara ve sahte kavramlara son verecektir. Sadece bir güç kaynağının varlığı cisimlerin hareketlerini açıklayabilir ve varsayımla uzay eğriliği teorilerini ortadan kaldırır. Bu konuda tüm literatür boşunadır ve unutulmaya mahkumdur. Çünkü, tüm eterin varlığını ve olaylarda oynadığı vazgeçilmez rolü tanımadan evrenin işleyişini açıklamaya çalışırlar. ”
Tesla’ya göre insan bu maddeyi anlarsa şunları gerçekleştirebilecekti:
İstediği maddeyi etere dönüştürebilir
Maddi ve sürekli türeyen enerji oluşturabilir
Dünya’nın boyutunu değiştirebilir
Mevsimleri kontrol edebilir
Evrenin sınırları boyunca seyahat edebilir
Gezegenlerin çarpışmalarını yeni güneş, yeni yıldız, ısı ve ışık kaynağı üretmek için kontrol edebilir
İnsan kendisini sonsuz biçimlerde canlandırıp geliştirebilir.
Arkadaşlar bu konu hakkında bir çok görüş ve bilimsel sözler, yaklaşımlar ve deneyler mevcut.Ben sizlere bu videomda en basit şekilde açıklayan bilim adamları ve felsefecilerin sözleri ile anlatmaya çalıştım.Ether kavramı madde’nin beş duyu organımızla açıklanamayan halidir. Bu konuda en büyük çalışmaları Newton ve Tesla yapmıştır. Einstein sonrası bu kavram tarih olsada halen araştırmaları sürmektedir. Konu hakkında islami bilgiler ve dini kaynaklarda bulunmaktadır.
Bu konuda şahsi düşüncem ise ether uzaydaki karanlık enerji(karanlık madde) olarak keşfedilen duruma benzetmekteyim. Karanlık enerji (karanlık madde) NASA tarafından doğrulanmış ve çeşitli belgesellere konu olmuştur.
Konu hakkında daha detaylı araştırmaları kanalımda görmek isterseniz video altında yorum sayılarına göre daha teknik araştırmalara ait videoda yapabiliriz.