Ahit sandığı, içinde Hz. Harun ve Hz. Musa’nın eşyaları olan, çok değerli ve oldukça da gizemli bir sandıktır. Bu sandık hakkında bilgiler, Kur’an-ı Kerim’de de yer almaktadır. Tarihi kaynaklar ve kutsal kitaplar incelendiğinde bu sandık hakkında bir çok bilgi bulunmaktadır. Bu gizemli sandığın içerisinde Hz. Musa’dan kalma taş levhaların ve de Hz.Harun’un eşyalarının olduğu düşünülmektedir. Bu sandığın, İsrailoğulları Mısır’dan çıktıktan sonra Sina Dağı’nın eteklerinde yapıldığı sanılmaktadır.
İslam alimlerince MÖ 587 yılından beri kayıp olduğu bildirilen bu gizemli sandık, Kur’an ayetlerinde, Hz.Muhammed’in hadislerinde ve kutsal kitaplardan bir tanesi olan Tevrat’da da yer almaktadır.
Ahit Sandığı ile ilgili tarihi kaynaklar incelendiğinde, bu sandık Hz. Harun dönemi bittikten sonra, Hz. Davud döneminde Kudüs’e taşınmış ve burada Hz. Süleyman tarafından yaptırılmış olan mabede konulmuştur. Gizemini günümüze kadar korumayı başarmış olan bu sandık, MÖ 587 yılına dek, Beytülmakdis’te kalmıştır. Bu tarihten sonra, sandığın çok fazla yer değiştirdiği varsayılmaktadır.Bu tarihte, oldukça ünlü olan ve Babil’in Asma Bahçelerini yaptıran Babil Kralı tarafından Kudüs işgal edilmiş ve bu işgalin ardından sandık yaklaşık 500 yıl ortadan kaybolmuştur.Bu kayboluşun ardından, sandığın, onu korumakta olan Levililer tarafından, mabed altında gizli hazırlanmış özel bir korunakta saklı tutulduğu inancı yayılmıştır.Ve bu sandık hakkındaki başka varsayımlar MS 70 yılından sonraya dayanmaktadır.Bu yıldaki varsayıma göre, MS 70 yılında Beytülmakdis’i Roma Valisi yıktırmış ve sandığın saklandığı özel korunağa ulaşıp, bu sandığı Roma’ya götürmüştür.
Kur’ân-ı Kerîm’de ahid sandığından, Tâlût’un kral oluşu sebebiyle bahsedilmektedir. Peygamberleri tarafından, uzun süredir İsrâiloğulları’nın elinde bulunmayan tâbûtun geri geleceği, bunun da Tâlût’un krallığına alâmet olacağı bildirilmiştir. Ayrıca sandıkta Allah’tan bir sekîne* ile Mûsâ ve Hârûn ailesinin geriye bıraktıklarından bazı şeyler bulunduğu ve sandığı meleklerin taşıdığı ifade edilmiştir (bk. el-Bakara 2/248). Bu âyette geçen tâbût, sekîne, “Mûsâ ve Hârûn ailesinden geriye kalanlar”a (bakıyye) dair tefsirlerde birbirinden farklı pek çok rivayet vardır (bk. Abdullah Aydemir, s. 205-210). Ancak Kur’an’da ve hadislerde bunlarla ilgili herhangi bir açıklama mevcut değildir.
Bugün yahudiler, Tevrat tomarlarının muhafaza edildiği dolaba ahid sandığı demekte ve Tevrat’a gösterdikleri saygıyı buna da göstermektedirler. Hıristiyanlık’ta ise ahid sandığı, kilise babaları (bk. ÂBÂ) tarafından Hz. Îsâ’nın sembolü olarak yorumlanmıştır.
Büyük Güçlere Sahip mi
Pek çok komplo teorisinde Ahit Sandığı büyük güçlere sahip bir nesne olarak gösterilmektedir. Bazı teorilere göre bir silah, bazılarına göre de bir geçitin anahtarıdır. Fetih dönemlerinde İsrailoğulları Ahit Sandığı’nı yanlarında taşımış ve savaşlarda motivasyon aracı olarak kullanmışlardır. Buna rağmen bazı savaşlarda büyük yenilgiler almışlardır. Ahit Sandığı hakkında araştırma yapmış çoğu uzman “Eğer büyük güçlere sahip olsaydı İsrailoğulları hiçbir savaşta yenilmezlerdi.” demektedirler.
Şimdi Nerede
Ahit Sandığı nerdeyse 2000 yıldır kayıptır. M.S.63 yılında Roma Generali Pompey, Kudüs tapınaklarında yaptığı incelemelerden sonra sandığın kayıp olduğunu bildirmiştir. O tarihten günümüze kadar sandıktan hiçbir haber alınamamıştır. Hristiyanlığa göre Hz.İsa’nın fedakarlığı ile yeni bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmaya göre kalplerini Tanrı’ya adamış insanlar affedilecektir. Hristayanlığa göre yeni bir anlaşma yapıldığından Ahit Sandığı görevini tamamlamış ve cennete alınmıştır.
Ahit sandığına ancak özel şartlarla yaklaşılmalı ve dikkatli olunmalıdır. Sandığın yaydığı radyasyondan tüm gat halkı etkilenmiştir ama yahudilerin radyasyondan etkilenmediği görülmektedir. Gerek dini gerek tarihi kaynaklarda sandığa dair videonun burasına kadar bahsettiğim olaylar gibi birçok farklı olay anlatılmaktadır. Bunlar sandığın bahsi geçen teknolojik özelliklerine açıkça delil teşkil etmektedir. Kutsal ahit sandığının yeri ile alakası ise rivayetler ve tarihi kayıtlar Şam, Taberiye ve Hatay bölgelerini işaret etmektedir. Çoğu kimse sandığın Babilliler’in Kudüs’ü İÖ 587/6’da ele geçirip yıktıkları zaman yok edildiğine inanır. Ancak daha sonraki yıllarda Hahamlar, sandığın kaderi hakkında farklı görüşleri benimsemişlerdir. Peygamber Yeremya’nın sandığı Nebo Dağı’na sakladığına, Kral Yeşua’nın (İÖ 639-609) Tapınak Dağı’nın bir mağarasına gizlediğine, Kral Yehoaş’ın Babil’e sürgüne giderken yanında götürdüğüne inanılır.
Gizemli sandığın nerede olduğuna dair çok çeşitli varsayımlar olmasına rağmen, sandık MÖ 587 yılından sonra ortadan kaybolmuş ve bulunamamıştır. Ki sandığı en çok arayanlar Hristiyanlar olmuştur. Yahudiler, Ahit sandığını aramamışlardır. Çünkü sandığın sadece Mesih’in gelişinden sonra ortaya çıkacağına inanmaktadırlar.
Halen günümüzde araştırmacıların ilgi odağı haline gelen Ahit sandığı, araştırmacılar tarafından aranmakta ama hiçbir şekilde izine rastlanmamaktadır. Bu nedenle Ahit Sandığı hala tüm gizemini korumaya devam etmektedir. Aynı zamanda bu sandık beyaz perdeye de taşınmıştır. Özellikle İndiana Jones filmi, buna en iyi örnektir.
Kaynak
İslamansiklopedisi.org.tr
Sihirlifasulyeler.com