Büyük Kırmızı Leke, Jüpiter gezegeninde yer alan antisiklonik bir fırtınadır. Gezegenin ekvatorunun 22° güneyinde bulunur ve en az 340 yıldan beri sürmektedir. Fırtına yeryüzü teleskoplarından çıplak gözle görülecek kadar büyüktür. İlk olarak 1664 yılında Robert Hooke tarafından gözlemlendi.
İlk görüntü 25 Şubat 1979 tarihinde Voyager 1 insansız uzay aracı tarafından, 9,2 milyar km uzaklıktan elde edildi. Büyük Kırmızı Leke’nin boyutu ile ilgili olarak fikir vermek gerekirse altında yer alan daha küçük beyaz fırtına Yer’in çapına sahiptir. Bunun gibi fırtınalara, gaz devlerinde sıkça rastlanır ve birkaç saatten yıllara kadar sürebilirler. Voyager programı görevlerinden önce lekenin Jüpiter’in yüzeyinin sıvı veya katı bir özelliği olduğuna inanılıyordu. Büyük Kırmızı Leke, Dünya’dan yaklaşık 4 kat daha büyüktür.
Aynı zamanda Güneş Sistemi’nin en büyük fırtınası olan Kırmızı Leke, 1665 yılında İtalyan gökbilimci Cassini tarafından keşfedildi ve 1773’te tekrar gözlemlendi. Elimizdeki en eski Kırmızı Leke resmini ise 1831’de Alman astronom Samuel Heinrich Schwabe çizdi.
Kırmızı leke gittikçe küçülerek kahverengiye döndüğüne göre, en az 400 yıldır süren bu muazzam fırtına artık ömrünün sonuna yaklaşıyor olabilir. Peki Kırmızı Leke ne zaman yok olacak? Ve giderse geri gelecek mi?
Sıra dışı fırtına sistemi
Jüpiter’in Kırmızı Lekesi Dünya’daki fırtınaların tersine bir antisiklon; yani fırtınanın gözü yüksek basıncın etkisi altında. Dünya’da alçak basınçlı antisiklonlar genellikle iyi hava habercisidir ama Jüpiter’de antisiklon fırtınalar ve kasırgalar görülüyor.
Ayrıca Kırmızı Leke saatin ters yönünde dönüyor ve bir turunu 6 günde tamamlıyor. Bunun nedeni ise Kırmızı Leke’nin güney yarımkürede yer alıyor olması (22 derece güney enlemi).
Zamanla daire şeklini alacak
Kırmızı Leke bu hızla küçülmeye devam ederse 2040 yılında tümüyle yuvarlak bir lekeye dönüşebilir. Ancak astrofizikçiler fırtınayı besleyen ve hızı saatte 720 km’yi aşan jet akımlarının (lekenin çevresindeki hızlı gaz akışı) buna engel olacağı ve Kırmızı Lekenin oval şeklini koruyacağı kanısında.
Her durumda Kırmızı Leke’nin içine uçakla girmeye çalışmak intihar olurdu. Süper hızlı esen yüksek basınçlı rüzgarlar uçağı bir konserve kutusu gibi ezerdi. Uzay mühendisleri bu engeli aşmak için yüksek basınçlı Venüs yüzeyini araştırmakta kullandıkları sondalara benzeyen zırhlı araçlar tasarlamayı planlıyor.
Nisan 2017’de elde edilen son verilere göre fırtınanın genişliği yaklaşık 16.000 km, yani Dünya’nın çapının ~1,3 katı.
Bilim insanları Juno uzay aracındaki mikrodalga radyometre (MWR) cihazının yaptığı ölçümleri kullanarak Büyük Kırmızı Leke’nin derinliğinin yaklaşık 300 km olduğunu belirledi. Cihaz aynı zamanda farklı irtifalardaki bulutların sıcaklığını ölçtü. Sonuçlar fırtınanın alt katmanlarındaki bulutların üst katmanlardaki bulutlardan daha sıcak olduğunu gösteriyor.
Rüzgârlar atmosferdeki sıcaklık farkları nedeniyle oluşur. Büyük Kırmızı Leke’nin alt ve üst kısımlarının sıcaklıklarının birbirinden farklı olması, Jüpiter’in atmosferinde gördüğümüz rüzgârların neden bu kadar hızlı hareket ettiğini açıklıyor.
5 Ağustos 2011’de fırlatılan Juno uzay aracının başlıca hedefi Jüpiter’in nasıl oluştuğunun ve oluşumundan bugüne geçirdiği değişimlerin anlaşılmasına yardımcı olmak. 2016 yılında Jüpiter’in yörüngesinde hareket etmeye başlayan Juno, Jüpiter etrafında bugüne kadar sekiz araştırma uçuşu gerçekleştirdi. Araştırma uçuşları sırasında Juno, gezegenin atmosferinin üst katmanlarının 3400 km yakınına kadar yaklaştı.
NASA, Juno’nun geçişi sırasında çektiği 3 yüksek çözünürlüklü fotoğrafın birleştirilmesiyle oluşan bir kolaj imajı internet sitesinde yayımladı.
Jüpiter üzerinde sürekli bir yüksek basınç bölgesi olan Büyük Kırmızı Leke, etrafındaki fırtınaların dinamik yatay hareketine karşı siklon biçimini korumayı başarıyor. İlk olarak 1664 yılında İngiliz gökbilimci Robert Hooke tarafından keşfedilen Büyü Kırmızı Leke, dünyanın 4 katı büyüklüğünde bir alanı kaplıyor.
NASA’nın 2011’de uzaya fırlattığı Juno uydusu, Temmuz 2016’da Jüpiter’e vardığından bu yana gezegen yörüngesinde keşif faaliyetini sürdürüyor.
Büyük Kırmızı Leke’nin bir de küçük bir kardeşi bulunuyor. Adını tahmin edebileceğiniz gibi, bilim insanları bu oluşuma Küçük Beyaz Leke diyor.
İsmi sizi yanıltmasın, aslında o kadar da küçük değil. O da Dünya’yı içine sığdırabilecek kadar büyük bir leke. 1 Mart 1979 yılında Voyager 1 tarafından alınan fotoğrafta da görüldüğü gibi; Küçük Beyaz Leke, ağabeyini kovalamaya devam ediyor. İlk başta beyaz bir oluşum olarak beliren Küçük Beyaz Leke’nin ağabeyi gibi uzun süreli bir oluşum olduğu düşünülüyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalar Büyük Kırmızı Leke’nin günden güne küçüldüğünü göstermektedir. Yine de astronomlar, Jüpiter’in simgesi haline dönüşmüş ihtişamlı fırtınanın ne zaman kaybolacağını kestiremiyor.
Lekenin yok olma ihtimali çok yüksek, ancak Büyük Kırmızı Leke’siz bir Jüpiter’de düşünemiyoruz. Sakın yok olma koca fırtına! Sen böyle çok güzelsin..
Kaynak
Wikipedia.com
Khosann.com
Tubitak.gov.tr