Berlin Duvarı, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı Almanya’ya kaçmalarını önlemek için Doğu Alman meclisinin kararı ile 13 Ağustos 1961 yılında Berlin’de yapımına başlanan 46 km uzunluğundaki duvar olarak tanımlayabilirim
Batı’da yıllarca “Utanç duvarı” olarak da anılan ve Batı Berlin’i abluka altına alan bu betondan sınır, 9 Kasım 1989’da Doğu Almanya’nın, isteyen vatandaşlarin Batı’ya gidebileceğini açıklamasının ardından tüm tesisleriyle birlikte yıkıldı.
DUVARIN YAPIMI HAKKINDA BİLGİLERİ İNCELEYELİM
Bir tek Doğu Almanya değil, doğu blokunda yaşayan tüm insanlar batıya kaçmak için en çok Berlin’i kullanıyordu. İç Almanya Duvarı boyunca kontroller çok sıkıydı fakat metro ile bile doğudan batıya geçilen Berlin’de durum hiç öyle değildi. Berlin Duvarı yapılana kadar Doğu Almanya’nın yüzde 20’si (3,5 milyon insan) otomatik vatandaşlık veren FRG’ye kaçmayı başardı. Kaçanlar mühendisler, vasıflı işçiler, öğretmenler, doktorlar, avukatlar gibi değerli kesimden oluşuyordu. On binlerce tarım işçisinin de Doğu Almanya’yı terk edişiyle tarım alanları verim alınamaz hale geldi ve yiyecek kıtlığı baş gösterdi. Tüm bu beyin göçü ve işgücünün erimesine daha fazla tahammül edilemeyeceğini gören GDR Sosyalist Birlik Partisi Lideri Walter Ulbricht, 1961’de Batı Berlin’in çevresinde beton bir duvar örme fikrine Sovyet liderleri ikna etti. Başta dikenli tellerden oluşturulan bariyer iki gün sonra beton duvara dönüştürüldü. Duvar zamanla daha sağlamlaştırıldı, üç buçuk metreye uzatıldı ve dikenli teller duvarın üstüne yerleştirildi. Bir sonraki yaza Doğu Almanya bir set daha duvar çekip iki duvar arasında bir ‘Ölüm Şeridi’ yarattı, duvarının kendi tarafını 500 bin Sovyet askeri ile donattı. Sınır boyunca örülen duvarların amacının içindekileri dışarıdaki tehditlerden korumak olduğu düşünülünce Doğu Almanya’nın kendi 16 milyon vatandaşını tutsak etmek için ördüğü bu duvar karşısında şaşırmamak elde değil. Nitekim John F. Kennedy 1963’te yardımcılarına, “Yine de duvar savaştan bin kat daha iyidir” diyecekti. Bu düşünce ve sözde çok saçma olduğu kesin. 1975 yılında ise duvar 3,5 tonluk 45 bin adet beton kalıpla değiştirilerek çok daha fazla sağlamlaştırıldı. Sınır Duvarı 75 adı verilen duvarın yapımı beş yıl sürdü.300 gözetleme kulesi ve 250 adet bekçi köpeğiyle donatıldı. İnsanları savaşlar hep geriye atmıştır. İster duvar olsun ister savaş olsun.
Berlin Duvarı neden inşa edildi?
İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya, Haziran 1945’te Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği (SSCB) tarafından dörde bölündü.
Kısa bir süre sonra aynı ideolojiye sahip olan Batı ittifakı yönetim birimlerini birleştirerek Federal Almanya Cumhuriyeti’ni (Batı Almanya) kurdu. Komünizmi savunan Sovyetler Birliği ise bunun üzerine kendi yönetim bölgesinde Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ni (Doğu Almanya – DDR) kurmaya karar verdi. Düşünün bir millet için farklı ülkelerin karar vermesi sonucuna gitmiş. Günümüzde bile aynı senaryolar mevcut.
Ekonomisi sosyalizme dayanan ve otoriter siyasi yönetimi benimseyen Doğu Almanya çok gelişmedi.
Birkaç sene içerisinde refah seviyesi yüksek olan Batı Almanya’ya kaçışlar başladı.
1949-1961 yılları arasında özellikle de eğitimli ve kalifiye gençlerden oluşan 3 milyondan fazla kişi Doğu’dan Batı’ya göç etti.
Demokratik Almanya Cumhuriyeti, Doğu Almanya’da yaşayanların Batı’ya geçmelerini önlemek amacıyla 13 Ağustos 1961’de Berlin Duvarı’nın inşasına başladı.
“Demir Perde”yi aşmaya çalışanlar oldu mu?
Berlin Duvarı’nı aşmak isteyen Doğu Almanlar, tünellerden ev yapımı balonlara kadar pek çok yöntem denedi.
Yaklaşık 5 bin kişi Batı Berlin’e geçmeyi başardı, ancak herkes onlar kadar şanslı değildi.
Berlin Duvarı nedeniyle, kaçmaya çalışırken kasıtlı ya da kasıtsız hayatını kaybedenlerin sayısı kesin olarak bilinmiyor.
Ancak Almanya’daki Yakın Çağ Tarihi Merkezi (ZZF) ve Berlin Duvarı Anıtı’na göre, duvarı aşmaya çalışan en az 140 kişi yaşamını yitirdi.
Bu insanların çoğu vurularak, bazıları ise kaza sonucu öldü. Bir kısmı da kaçma girişiminin başarısız olmasının ardından intihar etti.
Yıkılmasının sebeplerine bakalım
Doğu Alman hükûmeti son dönemine kadar bu duvarı, sosyalist Doğu’yu kapitalist Batı’ya karşı koruyan bir kalkan olarak göstermiştir. 1989 yılı başlarında Alman Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti, isteyen Doğu Almanya vatandaşlarının Sovyetler Birliği dahilindeki diğer Doğu Bloğu ülkelerine geçiş yapabilmesine izin verdi. Bu iznin çıkmasıyla beraber binlerce Doğu Alman vatandaşı Polonya, Çekoslovakya, Macaristan, Yugoslavya SFC gibi ülkelerin başkentlerine akın etti.
Doğu Alman hükümeti, duvarın kaldırılmasına onay vermişti. 9 Kasım 1989’da bu kararı halka açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenlendi. Karar açıklandığı andan itibaren duvarın iki tarafında yüz binlerce insan birikmeye başladı. Gece yarısına doğru hükûmet ilk olarak Brandenburg Kapısı’ndan başlayarak barikatları ve geçiş önlemlerini kaldırdı. Her iki Almanya tarafından yaklaşan insanlar duvarın üzerinde buluştular. İnsan seli bir saat içinde yüz binlere ulaştı. Duvarın yıkımına resmi olarak 13 Haziran 1990’da, daha önce de burada adı geçen Bernauer Straße’de 300 Doğu Alman sınır askeri tarafından başlandı. Alman Demokratik Cumhuriyeti de duvarın yıkımından sonra çok fazla dayanamamış, 13 Ekim 1990´da resmen sona ermiştir. Duvarın şehrin içinden geçen kısmı aynı yılın Kasım ayına kadar neredeyse tamamen ortadan kaldırıldı. Nitekim Berlinliler onlarca yıl bölünmüşlüğün yara izlerini bir an önce bertaraf etmek istiyordu.
Berlin Duvarı’ndan Arta Kalanlar
Londra’daki savaş müzesi, Berlin Duvarı’ndan bir parça bulunur.
Bu duvarın kalıntıları şehrin birçok yerinde hala yaşamaktadır. özellikle duvarın bulunduğu güzergah boyunca sergiler, müzeler, fotoğraflar, duvar hakkında bilgi veren notlar ve daha bir çok anı bulunmaktadır. Özellikle gri-beyaz olan “Mauerweg” tabelaları duvarın geçtiği ve etkisi altına aldığı alanları göstermektedir. Berlin duvarıyla ilgili anıt ve parçalar dünyanın başka noktalarında da bulunmaktadır.
New York 53.caddede, Vatikan bahçesinde, Las Vegas’da, Main Street Station Otelinin erkekler tuvaletinde, Brüksel’de, Avrupa Parlamento binasının önünde, Montreal’de, Dünya Ticaret Merkezinde, Budapeşte terör müzesinin önünde, Strazburg Avrupa insan hakları mahkemesi binasının önünde ve Berlin’deki Axel Springer Verlog adlı yayın evinin merkez binası önündeki “Balannceakt” adlı bir anıtında.
Berlin Duvarı, adeta bir çizgi roman gibi gerçek ötesi duran, ancak Asteriks’in Büyük Hendek bölümünde görmeyi bekleyeceğiniz, ortak geçmişe, dil ve ırk bütünlüğüne sahip halkların birbirinden siyasi sebeplerle ayrılmasının simgesidir. Soğuk Savaş süresince iki kutuplu dünyanın rekabet merkezi olan Berlin’de, Doğu Almanya rejiminin daha fazla merkezi güç elde etmek isteğiyle kurulan kilometrelerce uzunluktaki Duvar, Sovyetlerin artık benzer rejimlere desteğini sürdürmemesi ile nihayet yıkılmıştır.
Toplumsal hafızanın bir parçası, ortak bir bağ olarak müzeleştirilen Berlin Duvarı’na ait parçalar ise halen siyasetin şekillendirilmesinde kullanılabilmektedir. Bu pratik kullanımların sonucunda toplumsal farklılıkların Almanya’da henüz hissedilmeye devam edildiği, özellikle ekonomik açıdan Doğu Almanya’nın, Batı Almanya’ya oranla geride kaldığı ve Doğu Almanların yarısından fazlasının kendilerini ikinci sınıf vatandaş olarak gördükleri ortaya çıkmaktadır. Berlin Duvarı yıkılmış ancak siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak aşılamamıştır.
Sonuç olarak, meşhur hikayenin ana fikrinde olduğu gibi “çivi çıkar ama izi kalır”. Soğuk Savaş’ın çaktığı Berlin Duvarı artık yerinde olmasa da Berlin’deki izinin silinmesi için 30 sene yeterli olmamıştır. İzleri silinmeyen bir duvarın hikayesi belki 30 yıl değil yüzlerce yıl kalabilir. Barış tüm insanlık için en güzel ışıktır. Tüm insanlık için sonsuz barış dileğim ile;
Kanalıma abone olmayı ve konu hakkında yorum yapmayı unutmayınız.
Kaynak
Euronews.com
Wikipedia.org
Copyright TURAN-SAM (TURAN Stratejik Arastirmalar Merkezi) Autumn 2019