Antik çağın gizemleri günümüzde arkeologlar tarafından şaşırtıcı keşifler ile devam etmektedir. Bağdat aküsü olarakta bilinen günümüzde kullandığımız pillerin atası sayılacak keşif ve bilgilerini dile getireceğiz.
O zamandan bu yana farklı kopyaları üzerinde sayısız deney gerçekleşti¬rildi ve bilimsel olarak da kanıtlandığı için bir pil olduğu kabul edildi. Peki antik bir kültür elektriğin varlığından nasıl haberdar oldu ve bu pili hangi sebeple kullandı?
Irak’ın Bağdat şehri yakınlarındaki arkeolojik kazılarda 1936 yılında bulunan çömlekler, hala gizemini koruyor. Bilim insanlarının, “pil” olarak kullanıldığını tespit ettiği bu çömleklerin yaşları ise ürkütücü. Milattan önce 200’lü yıllara tarihlenen çömlekler, tam anlamıyla, bugün bildiğimiz pillerin büyük boyutlu halleri.
Çömleğin içinde, demir bir çubuk etrafına sarılmış olan bakır silindir bulunuyor, içerideki düzenek ziftle kaplanarak mühürlenmişti. Bu düzenek, içine konulan sıvının özelliğine göre elektrik üretebiliyor. Dünyanın en gizemli antik nes¬neleri arasında sayılan ve sıkça adından söz ettiren pil, 1930’lu yıllarda Alman arkeolog Wilhelm Koenig tarafından, Bağdat yakınla¬rındaki bir bölgede keşfedildi.
Koenig, düzeneğin beraberinde bulduğu parçalara göz attığında, bir arada kullanılabilen bir sistem meydana geldiğini düşündü ve kıymetli objeleri elektroliz yoluyla kaplamak amacıyla üretilmiş olduğunu ileri sürdü. Bu antik düzenek, izleyen seneler içerisinde yabancı araştırmacıların da ilgisini çekmeye başladı. Yapılan analizler, içine sirke ya da şarap gibi asidik özellikli sıvılar konulduğunu, bu nedenle oluşmuş bazı aşınma izleri olduğunu gösterdi. 70’li yıllarda Alman araştırmacılardan oluşan bir grup, düzeneğin bir kopyasını yaparak Koenig’in iddiaları test ettiler ve ince bir gümüş tabakasını elektrolizle kaplamayı başardılar.
Pilin yaşı ve bulunduğu bölge, Pers impa¬ratorluğu ya da İkinci Pers İmparatorluğu dönemlerine ait olduğunu göstermekte. Her ikisinin de savaşçı kimlikleriyle ünlü olduk¬ları ve bilimsel çabalarına dair pek fazla kayıt olmadığı düşünülürse, Bağdat Pili’nin gerçekten çok gizemli bir düzenek olduğuna hiç şüphe yok. Bazı araştırmacılar, tarihlerin doğru belirlenememiş olabileceğini, yine de yapısının İkinci Pers İmparatorluğu devrin¬deki çanaklara benzediğini söylüyor.
İçlerine dökülen asitli sıvıyla etkileşime giren kapaktaki metal çubuk sayesinde elektrik akımı üreten pillerin neden kullanıldığı ise gizemini koruyor. Toprak kavanoz içinde bulunan bu pillerde, içerisi oyuk bir bakır silindir ve onun içerisinde demir bir çubuk bulunuyor. Bakır tüp, bir sıvı ile doldurulabiliyor. Bu ilginç tasarım, Wilhelm Koenig’in Mezopotamya’lıların kavanozları limon ya da üzüm suyu ile doldurduğu ve bir elektrokimyasal reaksiyon oluşturduğu iddiasını ileri sürmesine neden oldu. Mısır piramitlerindeki figürlerde yer alan ve kölelerin tuttuğu, ışık yayan dev ampulleri anımsatan tuhaf cihazlara güç vermek için kullanıldığını öne sürenler de var, kendine ait bir heykel yaptıran hükumdarın, heykele dokunanların parmaklarının çarpılmasını sağlamak için bu pilleri kullandığını ve bu sayede halkına kutsal olduğunu iddia ettiğini söyleyenler de. Günümüzdeki alkali pillerin çok azı kadar güç üretebilen bu piller insanlara zarar vermiyorlardı ancak dönemin “büyücüleri” tarafından halkı etkilemek için kullanıldığı ve bu yüzden sırlarının geniş kitlelere açıklanmadığı; bu pillerin hükümdarlar ve büyücüler tarafından sır olarak saklanmış olabileceği düşünülüyor.