Bir çoğumuz mutlaka tarihte bir çok insanın ölümüne sebep olan bu kara veba salgını’nı duymuşuzdur. Bir çok ülkede nüfusun bir çok kısmını öldüren ve öldürücü etkiye sahip salgınlardan biridir.
Veba, Yersinia Pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir. Bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır. Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdırlar. Antik Çağlar’dan itibaren tanınmış bir hastalıktır. Lakabı ¨Kara Ölüm¨dür. Orta Çağ döneminde Dünyayı, özellikle de Avrupa kıtasını derinden etkileyen veba, Avrupa nüfusunun yaklaşık olarak %30’unun ölümüne yol açmıştır. Peki bu hastalığa
“Kara Ölüm” denmesinin sebebi nedir?
Büyük salgın yıllarında vebaya verilen “Kara Ölüm” adı iç kanamanın vücutta oluşturduğu kara lekelerden kaynaklanmasıydı. Hastalığın birkaç türü olan, fakat en çok rastlananı hıyarcıklı veba denilen türüydü. Koltukaltı ve kasıklarda şişlikler meydana gelmesi, kusma, yüksek ateş belirtilerini genellikle ölüm izliyordu. Septisemik vebada ise mikroplar kana karışıyor, akciğer vebasında ise akciğerleri etkiliyordu. Bu etkiyle hastayı aynı gün içinde öldürüyordu. Düşünelim orta çağ tıp gelişimi çok düşük şimdi var olan imkanlar yok. Doktorlar bile hastalığa korku ile yaklaşmaktalar.
Veba İlk Olarak Nereden Bulaştı?
Veba ilk olarak Asya kıtasının batısına Çin tarafından, veba taşıyan pirelerle dolu olan kürkleri getirip satan Asyalı tacirlerden bulaştı. Dikkat çekici değil mi yine çıkış kaynağı çin gözüküyor.1347 yılında birçok İtalyan tacirlerin yaşadığı Karadeniz’in kuzeyinde Kırım kıyılarında olan, Ceneviz Limanı ( bugün Feodosya) Kırım tatarları tarafından kuşatılmıştı. Kıpçak lideri Canıbek, halkının yakalanmış olduğu salgını bir silah olarak kullanma gayreti içindeydi. Şehir halkına hastalığı bulaştırmak için, vebalı cesetleri mancınıkla surlardan içeri fırlatmaları için adamlarına emir verdi.
Kıpçak Reisi, uyguladığı bu savaş taktiği ile felaketler silsilesi ile karşı karşıya kalacağından henüz habersizdi. Kefedeki İtalyanlara bulaşan hastalık nedeniyle anayurtlarına, yani Cenova, Messina ve Venedik şehirlerine kaçtılar. 1348 yılında bu üç şehir, Avrupa kıtasında Kara Ölümle tanışan ilk merkez oldu. Paniğe kapılan halk, Messina’da bulunan vebalı gemicileri kovaladılar ve kendileri de kaçtılar. Canlarını kurtaramadıkları gibi daha kötü bir şekilde, hastalığı başka kentlere de bulaştırmış oldular.
Büyük Veba Salgınının Etkilerine bakalım
Veba Zamanında Özellikle Doktorların Kullandığı Koruyucu Maske vardı.
Salgın, yayılmaya başladıktan kısa bir süre sonra insanlarda piskolojik yıkım yaşatmıştır. Bununla birlikte salgından sonra insanların yönetime olan güvensizlikleri ve itaatsizlikleri artmış, sosyal aktiviteleri bitmiş, iletişim kopuklukları olmuş, birbirlerinden uzaklamasına sebebiyet vermiş, ürün ve işçi ücretlerinin artmasına neden olmuştur. Bu salgınla birlikte Dünya, hem ekonomik hem de psikolojik bir çöküşe şahit olmuştur. Günümüz koronavirüs verdiği zararlara çok benziyor.Hastalığın en çok Batı’da ilerlemesinin sebebi ise hem kıtlık döneminden çıkılmış olması hem de o dönemde batıdaki insanların çok fazla yıkanmıyor olmasıdır. Sokakların insan pisliği ve çöplerle dolu oluşu hastalığın bölgede yayılmasını kolaylaştırmıştır. Avrupa’da yaşanılmış olan kıtlık insanlara uzun süre zorluklar yaşatmış ve bakımsız kalmalarına sebep olmuştur. Salgının kıtlıktan hemen sonra yaşanması Avrupa’nın nüfusunun yarısını yok etmiş ve Avrupa kendini 150-200 yıl kadar sonra ancak toparlayabilmiştir.
Kirli havanın veba salgınını yaydığı düşünülmüş ve bu kirli havanın tütsü yakılıp güzel kokmasıyla geçeceği düşüncesi hakim olmuştur. O zamanlar insanlar, derileri hava almazsa hastalığın kendilerine bulaşmayacağına inanmış ve bu nedenle uzun süre banyo yapmamış, yıkanmamışlardır. Bu süre zarfında, bir sürü insan vebayı getirdiği gerekçesiyle suçlanmış ve bu insanların hayatlarına son verilmiştir. Bunlardan en acımasızları Yahudi karşıtlarıdır. Yahudileri su kuyularına zehir kattıkları iddasıyla canlı canlı yakmışlardır. Birçok günahsız kadın ve erkek; cadılık, büyücülük suçlarından canlı canlı yakılarak, suda boğularak öldürülmüştür. Bölgedeki dilenciler, çingeneler ve daha birçok kişi hem canından hem yurtlarından olmuşlardır. O dönemde cadılara yardım ettiği gerekçesiyle sadece insanlar değil bölgelerdeki kediler toplanılmış ve öldürülmüştür. Kedilerin öldürülmesi, kedilerin salgını yayan fareleri avlamasına olanak vermemiştir. Bu sebeple farelerin sayısı artmış ve salgın daha da hızlanmıştır. Salgın, zaman zaman azalmış fakat birçok farklı türlerde tekrar kendini göstermiştir. Hatta Osmanlı döneminde birçok türk şehri birçok veba türüyle karşılaşmıştır. Vebadan Macaristan, Rusya gibi nüfusu az olana ülkeler çok fazla etkilenmemiştir.
KARA VEBA: 50 MİLYON KİŞİ ÖLDÜRMÜŞTÜR
(1346 – 1350) Büyük Veba Salgını, Kara Ölüm ya da Kara Veba, 1347-1351 yılları arasında Avrupa’da büyük yıkıma yol açmıştı. Asya’nın güney batısında başlayarak 1340’lı yılların sonlarında Avrupa’ya ulaşmıştı. Salgına Yersinia pestis adı verilen bir bakterinin yol açtığı düşünülüyor. Salgın, yayıldığı ülkelerde savaşlardan daha fazla can almıştır. Sizlere ek bir bilgi daha vermek isterim orta çağda bu salgın zamanında doktorların şapkalı ve kuş gagalı giysilerle gezdiği bazı mitler mevcut. Tabi ki bu durum kesin bir kanıt içermiyor. Ancak insanların korunmak için neleri göze alabildiklerini görebiliyorsunuz. Salgınlar hem ülkeleri hem insanları zor durumda bırakmıştır. Bu yüzden doğa ile oynamanın bir bedeli olduğunu hiç unutmamamız gerekiyor.
Videolarıma yorum ve beğeni yapmayı unutmayınız. Bir sonraki videomda görüşmek üzere hoşçakalın.
Kaynak
forneo.net
tarihiolaylar.com