Dünya ağacı üggdrasill (üggdrasill diye okunur) İskandinav mitolojisinde, kökleri çekirdeğe kadar uzanan ağaçtır. tüm diyarları birbirlerine bağlayan ve koruyan devasa dişbudak ağacıdır.
Odin’in yüce bilgiye ulaşabilmek için kendini 9 gün 9 gece astığı ağaç. Dallarının ve köklerinin dokuz dünya’ya bağlandığına ve her canlı gibi ölümlü olduğuna inanılır. Odin; İskandinav neo paganizmindeki tek gözlü tanrı. Tek gözlü olma sebebi bilgelik pınarından içebilmek için diğerini feda etmesinden dolayıdır.
Eski Norsça’da Ygg ya da Yggr tanrı “Odin” demekken, Drasil bir ek olup “at” ya da “ağaç” olarak çevrilirken, “atın asılı olduğu ağaç” olarak da çevrilmiştir. Bu sebeple Yggdrasil ya da Eski Norsçe’deki yazılışıyla Ygdrasill “Odin atı (Sleipnir)”, “Odin’in ağacı” olarak İskandinav mitolojisinde geçmektedir. Aynı zamanda evrenin büyük ağacı olarak 1770’lerde literatüre geçerken, kül ağacı olarak da bilinip bu da kıyametin kopacağı gün olan Ragnarök’e bağlanmıştır. Kıyametin kopacağı gün olan Ragnarök’te ateşe verileceğine inanılırken, kül ağacı denmesinin bir başka sebebi Avrupa ve Asya’daki şamanizm olup şamanizm ve irfan ilişkisi üzerinde durulmuştur.
Eski dilde ügdrasil olarak okunup modern çeviride igdrasil olarak okunan Yggdrasil, zeytingiller familyası olan dişbudak ağacıdır. Dokuz dünyaya bağlanması ise, İskandinav tanrılar meclisinin ağacın etrafında toplanmış olmasından gelmektedir. Bu sadeleştirme İskandinav’ın mitolojisini anlamamızı kolaylaştırırken, ağacın yapraklarının ve dallarının görünmeden tüm evreni sardığı bilinmektedir. Bu sebeple dünya ağacı adını alırken içinde yaşayan tanrı/ tanrıçalar ve kahramanlar İskandinav mitolojisinin bir nevi betimlemesidir.
Güneydoğu Asya Mitolojisinde Dünya Ağacı
Borneo adasında yaşayan Dayak halkının inanışında dünya ağacının oluşumu şöyle anlatılmaktadır: Gergedan kuş Ranjing Mahatala Langit ile Tambon adlı dişi birbirlerine birer kelime söylediler ve bunun üzerine Mahatala Langit başını hemen tepesinde değerli taşın pırıl parladığı başlığın üzerine doğru kaldırdı. Altın başlık, dikilen bir hayat ağacı halini aldı ve bu hayat ağacı çok yüksekti. Hayat ağacı altın yapraklarla örtüldü. Körpecik tomurcuklar verdi. Hayat ağacıaltın çiçeklerle kaplandı. Bu altın, bolluğu sağlayan bir altındı. Hayat ağacının her tarafında beyaz fildişi gibi parlayan meyveler vardı. Mahatala’nın kız kardeşi veya eşi Putir Selong Langit kafeste dişi bir gergedan-kuş muhafaza etmekteydi. Bir gün bu kuş kafesinden çıkarak uçtu, uzakta hayat ağacını gördü, ağacın üzerine kondu ve çiçek goncalarıyla, meyvelerle beslenmeye başladı. Ranjing Mahatala Langit doğruldu ve üzeri değerli taşlarla kaplı kamasını kaldırdı. Kamanın sivri ucu göklere değince Putir yakalandı ve gökleri delip yırtan bir erkek tambarrirang, yani gergedan kuş adını aldı. Tambarrirang uzayda yükselen hayat ağacını gördü, sonra da dişi gergedanı fark etti. Uzayda yükselen hayat ağacına doğru yöneldi, hayat ağacının yosunu ile beslendi. Ama dişi gergedan kuşun ağız sulandıran çiçek goncalarını ve meyvelerini yediğini görünce içinde kıskançlık kabardı. Ayaklarıyla hayat ağacına vurdu. Hayat ağacı uzayda yükseldi. Bu kadar yükseklere çıkan hayat ağacını gagasıyla parçaladı. Birden beyaz çiçek koncaları altın gemi veya deniz yılanı gemisi diye adlandırılan sarı bangkirai ağacından yapılmış bir tekne halini aldılar. Bunun üzerine büyük boynuzlu dişi gergedan kuşu ağacın fildişi gibi parıldayan budaklarına ayaklarıyla vurmaya başladı. Ağacın fildişi gibi parlayan budakları yayıldılar, aşırı bir şekilde gerildiler ve insan halini aldılar. Bu üzerinde ‘sincang’ yani şal bulunan bir kadın görüntüsüydü
Hint Mitolojisinde Dünya Ağacı
Bhagavad Gita’da bahsi geçen dünya ağacı Asvattha adıyla bilinen dev bir incir ağacı olup yeraltı dünyası ile cenneti birbirine bağlamakta yapraklarından vedaların kutsal sözleri yazmaktadır.
Pers Mitolojisinde Dünya Ağacı
Yeryüzünde var olan ilk ağaç olduğuna inanılan dünya ağacı Saena adıyla bilinmekte olup, başlangıç okyanusu Vourukaşa’nın ortasında olduğuna inanılmaktaydı. Şifa ağacı adıyla da bilinen Saena aynı zamanda yeryüzündeki tüm bitkilerin oluşmasını sağlamıştır.
GAO KERENA, Pers Mitolojisinde kökleri yeryüzünün merkezindeki Voura-kasa okyanusuna dek uzanan, zirvesine efsanevi Kamros kuşunun tünediği hayat ağacının adı olup inanışa göre bu ağacın tohumlarını yiyenler ölümsüzlük özelliği kazanırlardı.
Yakındoğu Mitolojisinde Dünya Ağacı
Fırat nehrinin kenarında yer alan dünya ağacı Kuluppu adıyla bilinmekte bu ağacın odununun şifa verdiğine inanılmaktaydı.
İskandinav Mitolojisinde Dünya Ağacı
Tanrı Odin’in kendini 9 gün boyunca Yggdrasil adıyla bilinen dünya ağacına asarak runik yazı bilgisine ulaştığına inanılmaktaydı.
Yahudi Mitolojisinde Dünya Ağacı
Kabala’da bahsi geçen Sephiroth ağacı palmiye olarak tasvir edilmekte olup, yeraltı dünyası ile cenneti birleştirdiğine inanılmaktaydı.
Sibirya Mitolojisinde Dünya Ağacı
Buryat halkının inanışında bir adı olmayan dünya ağacı devasa bir huş veya söğüt
Maya Mitolojisinde Dünya Ağacı
Samanyolu ile özdeşleştirilen dünya ağacı Yax İmix Khe (ilk yeşil ipek pamuk ağacı) ve Wakah Khan (gökyüzüne uzanan) adlarıyla bilinmekte, yeraltı dünyası ile gökyüzünü birleştirdiğine inanılmaktaydı.
Germen Mitolojisinde Dünya Ağacı
Hayat, şans ve bereketin sembolü kabul edilmekte, genç kızların çeyizlik nakışlarında, demircilik ürünlerinde, kapı üstü ve sandık süslemelerinde sıkça rastlanmaktaydı. Yaşam ağacı altı taç yapraklı çiçek veya yıldız formunda tasvir edilmekte kimi yazarlarca ağacın aynı zamanda cennet bahçesini de simgelediğini iddia etmiştir.
Türk Mitolojisinde Dünya Ağacı
Yeryüzünün göbeği üzerinde Bay Ülgen’in oturduğu yere dek uzanan, kökleri arasından sarı renkli bir çeşit Ab-ı Hayat suyu fışkıran bir çam ağacı olarak düşünülmektedir. Kırgızların Manas destanının Er-Töştük hikâyesinde gökyüzünü destekleyen bu dev ağaçtan bahsedilmiştir. Altay şamanları ayinler sırasında gerçekleştirdikleri seyahatlerinde dünya ağacının gövdesini merdiven olarak kullanmaktadırlar. Sibirya Tatarları ise dünyanın merkezinde gökyüzüne dek yükselen demirden bir dağın üzerindeki 7 dallı bir kayın ağacının dünya ağacı olduğunu düşünmekteydi.
Bay Terek, Türk Mitolojisinde Dünyanın tam orta yerinde yer alan ve kökleri yeraltının derinliklerine, dalları gökyüzüne yükselen, dolayısıyla yeraltı, yer ve göğü birbirine bağlayan ağacın adıdır. Şamanist inanışta özellikle ‘kayın’ ağacı kutsal sayılmakta, şaman ayinlerinde, doğum, düğün gibi kutlamalarda önemli bir sembol olarak varlığına rastlanmaktaydı. Bu ayinlerde ibadet ve saygının yanı sıra bölgenin ruhunu bağlamak amacıyla da yapılmaktaydı. Çünkü aynı gelenek bir ağaca bir bez ya da iplik bağlamak şeklinde de uygulanmaktadır. Bay Terek, Şaman Ağacı ve Tamir Terek adlarıyla da bilinen bir Dünya ağacı varyantıdır.
Kaynak
Wikipedi – Ozhan Öztürk