(Yunanca: Αντικύθηρα, Türkçe söylenişi: Adikitira),
1900 yılında keşfedilen ve hakkında birçok teori ortaya atılan ‘ilk analog bilgisayar’ Antikythera düzeneğinin, Güneş ve Ay tutulmalarını hesaplamak için tasarlanan astronomik bir aygıt olabileceği fikri yeni bulgularla da desteklendi.
Günümüzde Antikythera düzeneği olarak adlandırılan mekanizma, 1900 yılında sünger dalışçıları tarafından Antikythera batığında bulunmuş ve 1902’de içerisindeki çarklı düzeneği inceleyen arkeolog Valerios Stais tarafından astronomik bir saat olarak yorumlanmıştı. Dönemin yaygın kanısı ise, böylesine komplike bir düzeneğin gemi enkazındaki 2000 yıllık heykellerden ya da mücevherattan çok daha sonra oraya ulaştığı yönündeydi. Öyle ki, bu sansasyonel mekanizmanın 1500 yıldan önce var olması mümkün görünmüyordu.
1951 yılında Britanyalı bilim tarihçisi Derek J. de Solla Price, bulgunun üzerinde detaylı bir çalışma başlattı ve 23 yılın ardından mekanizmanın MÖ. 150 ila 100 yılları arasında Yunanistan’da geliştirilmiş bir aygıt olduğuna karar verdi. Nükleer fizikçi Charalambos Karakalos ile yürüttükleri ortak çalışma, X-ray ve gama ışınlarından elde edilen görüntülerden yola çıkarak düzeneğin bir tür analog bilgisayar olabileceğini savunuyordu. Araştırmada, bronz dişlilerin düzeneğin üzerindeki ibreleri hareket ettiren bir çevirme koluna bağlı olduğuna ve ay çevrimine* göre düzenlendiğine de yer verildi.
New York Üniversitesi’nden antik bilim tarihi profesörü Alexander Jones: “Yazılardan öğrendiğimiz belirli şeyler var. Mesela insanların tutulma tahminlerini nasıl yaptıklarına dair. Milattan Önce 100. yılda insanların ne türden şeyleri tahmin ettiklerini, gezegensel hareketleri nasıl yorumladıklarını anlayabiliyoruz. Bunlar çok değerli bilgiler. Çünkü Yunan astronomisinin o zamanlar ne düzeyde olduğuna dair elimizde çok az bilgi var.”
Bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki mekanizma ezilerek içi içe geçmiş çarklar ve tahtadan yapılmaydı. Keşfi sanki bir Mısır Firavun’u mezarında bir motor bulunmuş gibi heyecan yaratmıştı.
Alexander Jones: “Mekanizma hakkında çok şeyi biliyoruz aslında. İnsanlar hala ne için yapıldığı hakkında tartışıp duruyor. Bunu tasarlayan neyi amaçladı, bunu yaptıran onunla ne yapmak istedi gibi.. Benim kişisel görüşüme göre, bu, bir teoriyi desteklemek için gözlemler yapmada kullanılan bilimsel bir düzenek değil. Sadece bir eğitim aracı olduğunu düşünüyorum.”
Aletin üzerinde tasarlayıcısının herhangi bir imzası olmasa da M.Ö. 200 ve 70 yılları arasında Yunanistan’da yapıldığı tahmin ediliyor.
Araştırmacılara göre yeni metinler, düzeneğin astronomlar tarafından bilinen gökyüzündeki 5 gezegenin hareketlerini gösterebileceği ispatlıyor. Örneğin düzenek güneşin burçlar kuşağında nerede olduğunu gösteriyor ve böylece bu ay tutulma olup olmayacağı da anlaşılıyordu.
1990’lı yıllarda Avusturalyalı bilgisayar bilimcisi Alan Browley Syneyde’ki bir saatçiyle birlikte Antikythera düzeneği benzeri bir kopya yapmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Çünkü düzeneğin bazı parçalarının ne işe yaradığını çözemediler.
Daha sonra John Gleyv adlı bir İngiliz gökbilimci aygıtın parçalarını yeniden yaptı ve bunları çalışır vaziyete getirdi.
Ortaya çıkan aygıtın ön yüzünde, güneşin ve Ay’ın gökyüzünde yıl boyunca değişen konumları gösteriliyordu. Arka yüzünde eski Yunanlıların anlayışına göre yıllar ve aylar gösteriliyordu.
Daha sonraki yıllarda ilerletilen çalışmalar esnasında bu aygıtın sadece güneş Ay , yıllar ve ayları değil aynı zamanda Merkür, Venüs, Mars ve Jüpiter’in hareketlerini de göstermek üzere tasarlandığı anlaşıldı.
Üstelik çeşitli olayların yıl dönümlerini de hesaplamaya yarıyordu.
Cicero M.Ö 1 yüzyılda Posedionus adlı bir arkadaşının yaptığı bir aygıttan bashediyordu; bu aygıt güneşin, Ay’ın ve beş gezegenin gökyüzündeki yerlerini gösteriyordu.
O dönemin insanlarının böyle bilgilere nasıl sahip olduğu ve bu bilgiler ışığında böyle aygıtları yapmayı nasıl başardıkları hala tartışma konusu olmaya devam ediyor. Kimi uzmanlar, böyle aygıtların, tarih kitaplarında bize anlatılan insanlık tarihinden çok farklı olduğunu kanıtladığını düşünmektedir.
Aynı uzmanlara göre bu teknoloji daha sonra Arap dünyasına geçmiş, oradan da Avrupa’ya taşınmıştı.
Bugün Antikythera düzeneği aslı Yunanistan’ın Atina kentindeki Ulusal Arkeoloji müzesinde sergileniyor. Yanında da uzmanlar tarafından yapılmış çalışır bir kopyası bulunuyor.
Düzeneğin bir başka kopyası Amerika-Montana Bilgisayar müzesinde sergilenmektedir.
Kaynak
Arkeofili.com
Euronews.com