Söz gelimi, bir şey düşündüğümüzde, bir resme baktığımızda, sevindiğimizde, korktuğumuzda elbette ki beynimizin bir faaliyet içinde olduğunu biliriz. Peki bu faaliyetlerin, beynimizin neresinde olduğunu, ne kadar sürdüğünü ve başkaca bilgileri fMRI cihazı vasıtasıyla nasıl anlıyoruz?
Aslında bu konudaki temel prensip çok basit. fMRI cihazının çok yüksek yoğunluklu manyetik alan yarattığını ve bunu yaydığını biliyoruz. Diğer taraftan, beynimizde bir aktivasyon (düşünce, üzüntü, sevinç, korku, bir resme bakmak, müzik dinlemek vb.) meydana geldiğinde, beynin ilgili kısmı bu faaliyetleri yapabilmek için “yakıt” a ihtiyaç duyar. Bu yakıtlardan önemli biri de bildiğimiz oksijendir. Beynimizde, düşüncelerimizi sağlayan sinir hücreleri olduğu gibi, sinir hücrelerinin beslenmesini ve dolayısıyla canlı kalmasında yardımcı olan kılcal kan damarları vardır. İşte, oksijen, kırmızı kan hücrelerine tutunmuş bir durumda, kılcal damarlar vasıtasıyla, kullanılması için, aktivasyon halinde olan sinir hücrelerine ulaşır.
Şimdi, fMRI tarafından yapılan görüntülemenin nasıl sağlandığını açıklayalım. Beynimizde bir aktivasyon olduğunda, aktivasyon olan yere kılcal damarlar vasıtasıyla kan akımı fazlalaşır. Dikkat edilirse, beyindeki aktivasyon ile beraber, bu bölgeye kan akımı “başlar” değil, “artar” kelimelerini kulandık. Bunun sebebi, açıktır ki, beynin o kısmı (nöronlar), aktivasyon olmasa da bir başka deyişle istirahat halinde olsa bile, sinir hücrelerinin canlı kalabilmesi için beslenmeye, yani oksijene ihtiyaç duymasıdır.
Beyin görüntüleme teknikleri nelerdir?
Mikroelektrot tekniği
Ayrı nöronların faaliyetini ölçen tekniktir. Bu teknikle nöron zarlarında olan gelişimler, aksiyon potansiyeli, bir ilacın yahut toksinin nöronlardaki etkisi ölçülebilir.
Makroelektrot tekniği
Beynin belirli bir bölgesindeki aktiviteleri görüntüler.
Beynin yapısını ölçen teknikler
Canlı bir beynin yapılarını haritalamak için kullanılır. Bilgisayarlı beyin tomografisi ve manyetik rezonans görüntülemesi bu tekniklerdendir.
Bilgisayarlı beyin tomografisi
X ışınları kullanılarak beynin 3 boyutlu görüntüsü elde edilir. Radyasyon içerdiği için hamile kadınlarda ve çocuklarda kullanılmaz.
Magnetik rezonans tekniği
Güçlü bir manyetik alan ortamında radyo frekans dalgaları aracılığıyla görüntü oluşturma tekniğidir. İç beyin yapılarını ve yumuşak dokuları görüntülemede çok başarılıdır. Çekim sırasında radyasyon vermez. Beyin dokusundaki hastalıkla ilişkilendirilebilecek değişiklikler ve damar yapılarındaki bozulmalar hakkında bilgi verir.
Yalan Makinesi
Bir zamanlar bilim kurgu romanlarda ve filmlerde rastladığımız makine, fMRI tekniği ile kısmen gerçeğe dönüştü. Doğru söylediğimiz zaman daha önceden gördüğümüz, işittiğimiz, tanık olduğumuz bilgiyi rasyonel olarak, hiç kurgulamadan söyleriz. Oysa ki yalan söylediğimiz zaman malumatımız olmayan bir konuda kurgulamak zorundayızdır. İşte fMRI altındaki deneklerde, doğru söyleyenler ile yalan söyleyenler arasındaki parlayan beyin bölgeleri farklıdır. Buradan çıkılarak da kişinin doğru mu yalan mı söylediğine karar verilir.
İnovatif fMRI Kullanımları
FMRI tekniği sadece bilimsel araştırmalarda ya da tıpta kullanılmıyor. Bunların yanında kullanıldığı daha birçok dal var, hatta bunlardan bazıları fMRI tekniği ile kendini bulmuş dallar; nörofinans, nöroekonomi, nöroreklamcılık, nöropazarlama, nöropsikiyatri, nöropsikoloji,…
Bir finansçı olarak insanların yatırımlarını değerlendirirken hangi zihni süreçlerden geçtiğini ve nelere göre hareket ettiğini öğrenmek istemez misiniz? Yaptığınız reklamın tam hedefine ulaşabilmesi için insan faktörüne göre reklamın icerigini ve verdiği mesajı belirlemek istemez misiniz? İnsanların alma alışkanlıklarını, alım sürecinde nelere dikkat ettiğini öğrenerek pazarlama stratejisi geliştirmek istemez misiniz? İşte soruların büyük kısmı fMRI’ın öncülük ettiği yöntemlerde yatmakta. Şu anda bu konularda da araştırmalar devam ediyor. İlk gelen sonuçlar da insan psikolojisi denen bilinmezin kısmen aralandığı yönünde.
Sonuç
fMRI bir yandan heyecan verici ve yenilikçi bir yöntem iken; diğer yandan daha yolun başında olan, geliştirilmeye çok açık bir yöntemdir. Örneğin bize olayın sadece nerelerde gerçekleştiğini verir. Uyarı nereden çıktı, nerede değerlendirildi, asıl bu konu üzerine en etkin bölge neresi gibi soruların cevaplarını vermez. Sadece olay yerini gösteren ve sizi birçok muammayla baş başa bırakan bir dedektif gibidir. Bakalım her gün bir şeylerin değiştiği dünyada gelecek bizlere daha ne gösterecek.