Güneş Fırtınası Nedir ?
Güneş lekeleri olarak bilinen bölgeler, uygun filtreleme yöntemleriyle gözlemlendiği zaman etrafına göre daha soğuk olan bölgelerdir. Bu alanlarda oluşan yüksek manyetik alan güneş püskürtüleri ve kütle fırlatılması için gereken uygun şartlar sağlanır. Güneş lekeleri, döngüsünü 11 yıl gibi bir zamanda tamamlamaktadır. Güneş döngüsünün uzayın durumu üzerinde büyük etkisi vardır ve Dünya’nın iklimi üzerinde de önemli bir etki yapar. Güneş etkinliğinin minimumda olduğu dönemler soğuk hava sıcaklıklarıyla, normalden daha uzun süren güneş döngüleri de daha sıcak hava sıcaklıklarıyla ilişkilendirilir. Güneşte bulunan hidrojen çekirdeklerinin füzyonla helyuma dönüşmesi sonucu (saniyede 600 milyon ton) 15-20 bin kilometre uzunluğunda aleveler ortaya çıkar. Güneşte meydana gelen püskürmeler ve patlamalar sonucu, yüksek enerjili parçacıkların dünyaya isabet etmesi üzerine oluşan doğa olayına güneş fırtınası (Solar Fırtına) denir.
Carrington Olayı
1 Eylül 1859 tarihinde dünya’da kayda geçmiş en güçlü güneş fırtınası gerçekleşmiş ve insanlığı hayrete düşürmüştür. Bu fırtına Aurora denilen kuzey ışıklarına neden olmuş ve jamaikadan bile görülecek kadar büyük olmuştur. Geceleri aydınlatan bu olay günümüzde yaşansa milyarlarca dolar zarar ve teknolojik aletlerimiz neredeyse çöküşüne neden olur. Parlaklıkları gördüğüm anda hemen koşup olayı benimle izleyecek birilerini aradım. 1 dakika içinde dönmeme rağmen, şekillerin çoktan değiştiğini ve zayıfladığını gördüm.” Buna rağmen Carrington ve çağırdığı kişi birlikte beyaz parlak noktaları yok olana kadar izlerler. 11:18’de başlayan olaydan, 11:23’te geriye hiçbir iz kalmamıştır.
Bu güneş lekelerinin boyutları hayli büyüktür. Daha sonra aniden iki adet inanılmaz parlak ışık patlaması yaşanır, bu parlak noktaların boyutu giderek büyür ve Carrington’ın kendi tabiriyle böbrek şekline gelirler.
1 eylül 1859 yılı saat 23:23’te şimdiye kadar ki en büyük güneş patlaması dünyaya çarptığında dünyanın koruyucu manyetik alanında geceyi aydınlatan aydınlık oluşturdu. ilk olarak astronom richard carrington’ın gözlemlediği bu güneş patlamaları kuzey ışıklarının (aurora) taaa jamaika’dan dahi görülecek derecede büyük ve parlak olmasını sağladı. ve işin ilginç yanı bu olay yaklaşık 4 yıl sürdü. bu sırada özellikle kuzey amerika’da elektrik ve telgraf/telefon hatlarında ciddi arızalar çıktı. günümüzde bu boyutta bir güneş patlaması olması durumunda dünya genelinde zararın trilyonlarca dolar olması muhtemel.kim gidecek izlanda’ya şu ışıkları görmeye şimdi. bir nat geo belgeselinde anlatılanlara göre, günümüzde gerçekleşmesi durumunda tv, radyo yayınlarının tamamen kesilmesi, elektrik sisteminin devre dışı kalması, cep telefon şebekelerinin çökmesi, suların kesilmesi, gps sisteminin çalışmaması muhtemelmiş. tüm bunların onarılması, 20 yıl kadar sürecek bir yeniden inşa sürecini doğuracak, bu süreçte 100 bin kişi hayatını kaybedecekmiş. bir daha ne zaman gerçekleşebileceği yönünde ise değişik tahminler var; en güçlü aday: 2023 haziran ayı.
Nasa raporlarına göre, güneşte oluşabilecek büyük bir “taç fışkırması”, etkinleşen plazma topları yüzünden dünyadaki enerji şebekelerini çökertebilir. Güneş korona uzanması manyetik alana zarar verebilir ve alt yapısı çöken bir dünya, ilkel iletişim konumuna gelebilir. Kayıtlardaki 1859 Carrington Olayı, en son bilinen solar etki. Böylesi bir manyetik girişimin dünyaya ulaşması durumunda; televizyon, radyo, internet yayınlarının kesilmesi, elektrik sistemlerinin, cep telefonu ağlarının çökmesi, suların kesilmesi, alt yapının hasar görmesi söz konusu. Yerin beş kat büyüklüğünde manyetik alan havuzları bir patlama ile koptuğunda, güneş rüzgarı saldırıları oluşuyor ve Carrington Event olarak adlandırılıyor.
Solar döngünün yarattığı fırtına hakkındaki raporlar için, Nasa Ulusal Araştırma Kurulu, bunun olası ihtimaller üzerine hazırlandığını belirtmekte yarar görmüş. Sonuçta olabilecek en kötü senaryoyu sunduklarını da söyleyebiliriz.
2012’nin meşhur felaketi Marduk’un yerine, “Güneş Alevi saldırısı” korku veren kıyamet benzeri beklentilerinden. Güneş yüzeyindeki manyetik kuvvet çizgilerinin yükselerek kopması ve hızla geriye çekilirken de, en üstte kalan kısmının adeta kamçılama hareketi yaparcasına güneşten uzaklaşması söz konusu. Bu durumda güneş, atmosfer malzemesini manyetik bir fırtına ile fırlatabiliyor. Elbette bu fışkırma enerji sağlayan birimlerimizin iletkenlerini de eritebilir ve biz de doğal aşırı statik bir yükle saldırıya uğramış oluruz. İnsanların belki 5-6 gün kadar sığınaklarda emniyet altına alınması, cilt kanseri ve göz rahatsızlıklarını azaltmak için gerekli olabilir.
Güneşin yakıtını bitirip, bir süpernova patlaması yaşamadan önce, defalarca taç uzaması ya da öksürme adı verilen evreleri olacaktır. Tek sorun olayın, dünyanın manyetik alanlarının yön değiştireceği zamanlara denk gelip gelmemesi. Bu manyetik alanlar, 76 milyon yıldan bu yana yaklaşık 171 defa yön değiştirmiş. Yeni değişim, bir korona uzanması ile eşzamanlı gerçekleşirse fazlasıyla tehlikeli olabilir. Çünkü, manyetik alanlar yön değiştirirken, dünya çevresini saran kuvvet çizgileri zayıflayacaktır. Bu durum geçicidir ancak, böylesi bir anda da, dünyanın manyetik alanı kozmik ışınları yollarından saptıramayacağından tehlikenin artması olası.