Temelleri 1988 yılında başka gezegen keşifleri (Ötegezegen) ilk keşif büyük yankı uyandırmasından itibaren çok fazla ilgi çekti ve acemi gözlemcilere kadar öte gezegen keşifleri çok fazlalaştı. Hatta haberlere bile konu olan 9 yaşında yabancı uyruklu çocuklara kadar ilgi uyandıran gezegen keşiflerini inceleyeceğiz.
Ötegezegen (ya da Güneş dışı gezegen); Güneş Sistemi dışındaki başka sistemlerde bulunan veya herhangi bir sistemde bulunmayıp başıboş gezen gezegenler için kullanılan terimdir.
İnsanlık tarihi boyunca insanlar, Dünya dışı yaşamın olduğuna inandı. Bu inançları doğrultusunda ilk başta, yaşamın kaynağının Güneş Sistemi’nde bulunan gezegenlerde olabileceğini düşündü. Teknolojinin gelişmesiyle önce uydumuz Ay’da sonrasında ise Güneş Sistemi içindeki diğer gezegenlerde yapılan gözlemsel çalışmalar, buralarda “akıllı yaşamın” olmadığını bize gösterdi. Bu durum, yeni yerler keşfetmemiz gerektiğini ve akıllı yaşamı bu yeni yerlerde aramamız gerektiğini bize öğretti. Peki ama nerelere bakılmalıydı? İçinde bulunduğumuz sistemin dışına, yani başka yıldızların çevresinde bulunan gezegenlere
İlk Keşif
Başka gezegenler bulma fikrinin ilk meyveleri 1988’de alındı. PSR B1957+20 b keşfedilen ilk ötegezegenimiz oldu. PSR B1957+20 b, kütlesi Dünya’nınkinden 6990 kat daha fazla, yarıçapı ise hala bilinmiyor ve 1 yılı ise sadece 9.1 gün.
Bu keşif, astronomi dalında yeni bir heyecan yaratmıştı ve o günden sonra keşifler, arka arkaya gelmeye başladı. Sadece keşifler olmuyordu, keşfedilen eski ötegezegenlerin verileri, her geçen gün yenileniyor ve daha hassas sonuçlar alınıyordu. İlk zamanlar, bulunan bu ötegezegenlerin yaşam kuşağında olup olmaması merakla araştırılıyordu. (Özellikle Dünya benzeri yaşam arayışı)
“Yaşam kuşağını kısaca ve net bir şekilde açıklarsak, suyun sıvı olduğu bölgedir. Güneş sistemi için bu kuşak yaklaşık 0.8 ile 1.5 astronomik birimdir”
Hem Dünya benzeri, hem de yaşam kuşağında bulunan gezegenlerin keşfedilemeyişi, bilim insanlarını yaşamı bulma konusunda yeni rotalar çizmeye itti. Güneş Sistemi’nde bulunan dev gaz gezegenlerin uydularında, yaşamın varolabilme düşüncesi, çalışmaları öncelikle bu konuya iterken, burada da gözlenemeyen “akıllı yaşamı”, ilerleyen dönemlerde keşfedilen dev gaz ötegezegenlerin uydularında aramaya itti. Tabii şu ana kadar, bir akıllı yaşam keşfedilemedi fakat, sayısal verilerle konuşacak olursak, 589 tane çoklu gezegen sistemi (içerisinde birden fazla gezegeni barındıran yıldızların sistemleri.), 2598 gezegenli sistem (tek bir gezegen barındıran yıldızların sistemleri), ve sistemi bulunmayan onlarca başıboş gezegen ile birlikte, toplamda 3473 gezegen keşfedildi. Bu gezegenler; Dünya’ya kütlece benzer, yarıçap olarak benzer, periyot olarak benzer ve yarı büyük eksen olarak benzer ötegezegenler olsa da; diğer parametreler birbiriyle örtüşmediği için, Dünya’ya tam anlamıyla benzer bir ötegezegen henüz keşfedilmedi.
Dikine Hız Gözlemi
Çok uzaktaki bir yıldız hakkındaki birçok bilgiyi, yıldızın tayfı kaydedilerek belirlenebilir. Gezegeni olan bir yıldızın dikine hızı, onun sistemin kütle merkezi çevresindeki yörünge hızından hesaplanır. Yıldızın gözlenen bu hızı, gözlemcinin görüş doğrultusundaki dikine (radyal) hızıdır. Yıldız bu küçük yörüngesinde bize doğru yaklaşırken tayfı maviye, uzaklaşırken ise kırmızıya kayar (sonraki sayfadaki çizelgeyi inceleyin). Buna aslında günlük hayatta da rastlarız. Örneğin bir ambulans bize yaklaşırken sirenin sesi yaklaştığını belli edecek ölçüde artmaya, uzaklaşırken de azalmaya başlar. Buna Doppler Etkisi adı verilir.
Güneş Sistemi dışındaki gezegenleri izleyerek kendi güneş Sistemimizle ilgili sorulara yanıt bulabiliriz. Gökbilimciler yıldız ve gökadalarla ilgili kuramları, çok farklı türde ve yaştaki yıldız ve gökadaları inceleyerek ulaşmışlardır. Buradan hareketle de kendi gökadamızı ve güneşin yeri belirlenmiştir. Güneş Sistemi 4.6 milyar yıl yaşındadır. Bu sistemin nasıl oluştuğunu doğrudan sistemi gözleyerek bulamıyoruz. Bu sorunun yanıtını bize genç gezegensel sistemler verebilir.
Ne tür gezegenler keşfedildi?
Günümüz teknolojisiyle bugüne kadar çoğunlukla Jüpiter büyüklüğünde ya da Jüpiter’den daha büyük gezegenler keşfedildi. Daha küçük gezegenlerin keşfi zor olmakla birlikte, birkaç tane iki dünya kütlesinden daha küçük gezegen de keşfedildi. Keşfedilen gezegenlerin arasında dev ve çok sıcak gezegenlere ek olarak küçük ama buzlu yapısı olan gezegenlerde bulunmaktadır. Yanıtlanması gereken ilginç sorulardan biri de yıldızın türüne göre gezegenlerin özelliğinin etkilenip etkilenmediğidir. Bulunan bu gezegenlerde halka yapıları ve uyduları da bulunabilir ama bu yapıların keşfi daha zordur.
Güneş Sistemi Dışındaki Yaşam
Güneş dışı gezegenlerin araştırılmasıyla Güneş Sistemi’nin oluşumu ve geleceği hakkında bilgi edinilmeye çalışılıyor. Yine aynı düşünceyle bu gezegenlerde yaşamın olma olasılığı da araştırılıyor. Keşfedilen gezegenlerde yaşam olabileceği ya da gelecekte gerçekleşebileceği düşünüldüğünden gökbilimciler bu yeni alana büyük ilgi duymaktalar. Ötebiyoloji (exobiology), dünya dışındaki yaşam ile ilgilenmektedir. “Yaşam” kavramı tartışmalı olmasına karşılık çoğunlukla kabul gören karbon temelli bir yaşamın izleri iki koşul altında aranmaktadır: •Yaşamı barındırabilecek bir gezegenin büyüklüğü 1 ile 10 dünya kütlesinde olmalıdır. Daha küçük olursa atmosferi oluşacak kadar kütle çekimi oluşturmaz. Daha büyük olması durumunda ise çok fazla hidrojen atomuna sahip olarak bir gaz gezegen olacaktır. Yaşamın ortaya çıkmasının bir diğer şartı ise sıvı sudur. Bir gezegende sıvı su ancak yıldızın yaşam alanı (Goldilocks veya Habitablezone) içinde yer alan gezegenlerde mümkün olabilir. Bu bir gezegenin yıldızından ne kadar uzakta olması gerektiğini de belirler. Ötebiyoloji şu an için ötegezegen alanının çok aktif bir alanı değildir. Ancak gelecekte çok aktif bir alan olacaktır. Önümüzdeki 10 yıl içinde gerçekleşecek görevlerden ESA’nın Darwin ve NASA’nın Dünya benzeri gezegen keşfi (Terrestrial Planet Finder missions) görevleri ile gökbilimciler ötegezegenlerde oksijen, karbondioksit ve klorofil arayacaklar.
Dünya’ya en yakın yaşanabilir ötegezegen: Proxima b
Güneş sistemi dışındaki gezegen isimleri arasında en popüler olan bu güneş dışı gezegen, en çok konuşulanlardan da oldu.
2016 yılında araştırmacılar Proxima Centauri gezegeninin yörüngesinde dolaşan Proxima b adlı ötegezegeni buldu. Proxima b, Dünya’dan 1,3 kat daha büyüktü ve araştırmacıların söylediğine göre kayalık bir yerdi. Bu gezegen ayrıca yıldızının yaşanabilir bölgesindeydi.Tıpkı Ay’ın Dünya’ya tek bir yüzünü gösterdiği gibi Proxima b’nin de ana yıldızı ona tek bir yüzünü gösteriyordu.
Ne yazık ki Proxima b adlı bu ötegezegen Dünya’ya çok uzak olduğu için bilim insanları diledikleri gibi bir araştırma yapamıyor ve olay sadece varsayımlardan ibaret oluyor.Bu konu ile ilgili olarak daha önce hazırlamış olduğumu şu haberimize de bakabilirsiniz: Proxima b Gezegeninde Hayat Var mı?NASA’nın Kepler teleskopu ile tespit edilmiş olan bu gezegende su olup olmadığı ise hala bir tartışma konusu durumunda.Öte-gezegenlere dair eski araştırmalar 1990’lı yıllara kadar ötegezegenlerin varlığı kabul edilmemiş olsa da gökbilimciler aslında gezegenlerin o zamana kadar var olduğuna ikna olmuştu.Bu yalnızca bir düşünceden ibaret değildi, pek çok gökbilimci bu konuda araştırma ve gözlem yapmıştı. Hatta British Columbia Üniversitesi astrofizikçilerinden olan Jaymie Matthews yapılan ilk araştırmalara katılan isimler arasında.